26 Haziran 2010 Cumartesi

Klazomenai Antik Kenti, Karantina adası, Urla







Ege Üniversitesi tarafından Prof. Dr. Güven Bakır başkanlığında Klazomenai kazısı ve Ankara Üniversitesi tarafından Prof.Dr. Hayat Erkanal başkanlığında yürütülen Limantepe kazısı; Urla'da yaşamış birden fazla uygarlığın üzerindeki bilinmezliği silmeye çalışıyor.



DÜNYANIN MİRASI
Urla'nın İskele mahallesine hangi yönden girersek girelim, sağlı sollu arkeolojik kalıntılarla karşılaşıyoruz. Ada yolunu biraz geçtiğimizde Ankara Üniversitesi'nin yürüttüğü Limantepe kazı alanında prehistorik (M.Ö. 3000-5000) çağlardan başlayan yolculuğumuz, giderek İskele Telekom'un karşılarında M.Ö. 400 'lü yıllara varıyor. Aslında kazı isimleri farklı olsa da bölgedeki yerleşimin adı Klazomenai. Antik İonya'nın Ege kıyılarındaki önemli bir ülkesi... Limantepe'de bulunan prehistorik katmanların sınırları henüz bilinmiyor ve İon yerleşiminin İskele'de yaklaşık 2 km çapındaki bir dairenin içinde olduğu tahmin ediliyor. Bu tahminlere ait en önemli bulgu da Zeytinyağı işliğinin hemen önlerindeki kent kapısı. Prof. Dr. Güven Bakır, bulunan kent kapısının, Klazomenai kentinin nerede başladığıyla ve kentin yönüyle ilgili fikir vermesi açısından önemli olduğunu söylüyor. Bakır: "Zeytinyağı işliği, demir ve seramik atölyelerinin bulunduğu bölümün kentin sanayi bölgesi olduğunu görüyoruz. Çeşitli atık ve gürültü kirliliği yaratan bu işletmelerin kent içine değil de, surların dışında, ayrı bir noktada toplanmış olması, burada yaşamış uygarlıklara bizde daha fazla hayranlık uyandırdı." diyor.



ANTİK YERLEŞİMİN YÜZDE 99'U TOPRAK ALTINDA
Her yıl kazı sezonlarında yapılan çalışmalara rağmen, ortaya çıkarılmış kalıntıların dışında kentin büyük bir bölümü toprak altında bulunuyor. Hatta sadece toprak altı değil, su altı araştırmaları sonucunda şehrin bir bölümünün suyla kaplandığı da tespit edildi. Prof. Dr. Güven Bakır, İskele'deki mevcut mendirekten Limantepe burnuna kadar olan bölümün geçmişte anakaraya dahil olduğunu, bilinmeyen bir tarihte meydana gelmiş fay çöküntüsü nedeniyle sular altında kalmış olabileceğini belirtiyor. Kazı çalışmalarında büyük kaya bloklarının deniz yönüne yatıp önemli bir toprak hareketinin izlerini taşıyor olması, bu teoriyi destekleyen önemli bulgulardan birisi.





TARİHSEL SORUMLULUK
"Klazomenai antik kenti üzerinde yaşayan insanların olduğu kadar tüm dünyanın da ortak bir mirası. Bizden keşif ve saygı bekleyen büyük bir uygarlığın yükünü omuzlarımızda hissediyoruz. Şairi ile, edebiyatçısı, felsefecisi, sanayicisi, balıkcısı ile; kent yaşamı, kültürü ile, dünya tarihine damga vurmuş bu uygarlığı ortaya çıkarıp ölümsüzleştirmek bizim en önemli sorumluluğumuz. "
Böyle söylüyor Güven Bakır ve ekliyor: "Arkeolojik çalışmalar birden fazla neslin birbirini takip eden programlarıyla bir sonuca ulaşır. Bir çok arkeolog bu uğurda ömrünü harcamıştır. Bizden sonraki nesillerin, şu an bu dünya mirasının üzerinde yaşayan herkesin tarihe gösterdiği ilgi ve sorumluluğu saygıyla anmasını istiyoruz. Devlet kademelerinden, sıradan vatandaşa kadar hissedilecek bu bilinç, bizi dünya önünde de, torunlarımız karşısında da mahcup etmeyecek. "
Kaynak ve konuyla ilgili siteler:
www.klazomeniaka.com



Prof. Dr Güven Bakır'a bilgiler, Değerli Nejdet Düzen'e ve Cüneyt'e (Cunyor)güzel fotoğrafları için çok teşekkürler.


Birinci fotoğraf Klazomenai antik kentinin bir zamanlar tiyatrosunun bulunduğu Karantina Adasındaki sırt, koyak.






















21 Haziran 2010 Pazartesi

Plati'den Yassıada'ya





Pergamon/Bergama Z Yapısı

BERGAMA antik kentinde Aşağı kentte bulunan Z yapısının restorasyonu tamamlandı.İşte özbeöz Anadolu'lu şehrimiz Bergama'daki Z yapısının ilginç kalıntıları harika Roma mozaikleri ve planları;
















18 Haziran 2010 Cuma

Tophane, Metopon kalıntıları-3, Haziran 2010


Haziran ayında da Tophane Metopon alanını fotoğrafladım, çok sıcak bir havada, feci bir koku, mezbelelik içersinde etrafa savrulmuş eski çekyat hurdaları, minderler, yağır hale gelmiş paçavralar, plastik ve teneke çöpler, yemek, sebze , meyva artıkları, şişe kırıkları arasında bir antik yerleşim varmış, kimin umurunda? 2010 Kültür! başkenti İstanbul'da, işte kalıntıların bulunduğu alanda demirbaş olarak konaklayanlar arasındaki izlenimlerim...Tophane'de dünya ölçeğinde önemli bir eski Bizans kalıntısından söz ederken, nelerden bahsediyoruz, 2010 da, ne diyelim daha başka? Kültüre ve turizme Bakanlarımız ne tarafa bakıyor acaba? Bu tarafa ne zaman bakacaklar acaba?























15 Haziran 2010 Salı

Kappadokia bölgesi ve antik kentleri

Kapadokya;( Bilimsel metinlerde Kappadokıa Bölgesi), Nevşehir ile çevresindeki ve Kapadokya'daki antik kentlerin hemen hepsinin kökeninin Tunç çağı/Bronz çağı halkları olan Luvi ve çağdaşı Hitit toplumları olduğunu söyleyebiliyoruz.....Yer adlarının hepsinde Luvi ve ardılı Anadolu dilleri kökenli isimler söz konusu.

Katpatuka Hellen ağzında Kappadokia edilmiş adın, Med'lerce kullanılan ve Pers'lerce de aynen alınan biçimi, Herzfeld'e göre, sonundaki -uka, Ermeni dilinde halk adı, ulus adı türetmek için kullanılan ukh'un Med ağzına uydurulmuş biçimi dir; Med'ler bu bölgeyi IÖ 585'de kendi ülkelerine katmış ve onu, Ermeni dilinde taşıdığı adı (Kat-paduk) benimseyerek adlandırmışlardı.
Katpaduk yani Katpat-ukh, Katpat Halkı deyimi içindeki Katpat'ın aslı kanımca, yörenin baş tanrısının Hurri dilinde kullanılan Hepat/Khepat'tan başka şey değildir. Daha açık deyişle, katpatuka olarak Iran'lılarca kullanılmış adın aslı Khepat-ukh, Khepat Halkı (nın Yurdu) dur. Gerçekten, IÖ 2. binyılda ve hatta 1. binyılın erken döneminde, ülkelerin, o ülkedeki baş tanrının adına göre adlandırılması çok yaygın bir uygulamaydı. Katpatuka adının, eski Iran dilinde Güzel atlar ülkesi anlamına geldiğini düşünenler olmuştur. Böyle bir düşüncenin hiç bir dayanağını bilmiyorum. Eski Iran dilinin Güzel atları olan anlamındaki sözcüğü Huv-aspa'dır.
[Bilge Umar, Türkiye'deki Tarihsel Adlar, Inkilap Kitapevi]

Kappadokıa ile ilgili antik yerleşim yerleri, isimleri, anlamları bazında geniş bir inceleme Prof. Dr. Bilge UMAR'ın Yaşar Vakfı yayınlarından çıkan kitabında yer alıyor. Bu kitap sınırlı sayıda bulunuyor. Ben Bayezit'teki Orhan Kemal Kitaplığı'nda bir tane görüp saatlerce incelemiş, notlar alıp kent isimlerinin fotoğraflarını çekmiştim. Aşağıdaki yer adları adı geçen yayından alınmıştır ...