11 Ağustos 2011 Perşembe

Karaburun İskele, Eski Yel Değirmeni






Karaburun İskele'de gezerken BURGAZ TEPE denen bölgenin sahile ve o muhteşem koya bakan kısmında ağaçlar ve Askeri Bölge arasında kalan bir değirmen kalıntısı görünür. Bugün Deniz tarafından baktığınızda Değirmeni göremezsiniz, çünkü ağaçlar o açıdan görmenizi engeller, ama biraz yukarıya çıktıkça ve Karaburun Merkez'e giden yokuşa yaklaştıkça o tarihi değirmen sizin yürüyüşünüze de eşlik eder. İşte eski bir fotografta 1968 yılının Karaburun Eski Değirmeni ve bugünkü durumu.
Ege'li değerli arkeolog ŞÜKRÜ TÜL, Tepekule Tarih Dergisi'nde yer alan "Ege'nin Yel Değirmenleri-Değirmenlerin arkeolojisi yapılır mı?-2000" adlı araştırma yazısında diyor ki;
Karaburun İskelesinde sağlam bir yeldeğirmeni olağanüstü bir konumda, şimdi askeri üs olarak kullanılan denize egemen bir tepede. "

Karaburun Değirmeni bugün bence daha görünür kılınmalı ve kültür turizmine açılmalı...
Öncelikle Karaburun Belediye'sinden bu konuda bir çaba beklemeli. ERKMEN SENAN
Ege'nin en önemli rüzgarları İMBAT eski Hellence'de "EMBATİS", Süvari, tayfa ya da serin deniz rüzgar anlamını taşıyor. "EMBATON'da" denmiş. Kuzey rüzgarı POYRAZ'ın adı ise "BOREAS". Güney rüzgarının ismi "NOTOS" ise LODOS olmuş.
Karaburun /KHERSONNESOS yarımadası'nın çevresinde bulunan yel değirmenleri ise şuralarda;
PARLAK/VOİNATİ, DENİZGİREN/PTELEON-TOLOS civarında, MELİE/KARAREİS, ILDIRI/ERYTHRAİ, KADIOVACIK Köyünde...
Kaynak: ŞÜKRÜ TÜL, Ege'nin Yel Değirmenleri yazısı-2000



























Nymphaion/Nif/Kemalpaşa ve Kız Kulesi, Bizans Sarayı,Sur Duvarları












İzmir’in ilçesi olan Kemalpaşa, NİF (Eski bir OLYMPOS Dağı) dağı eteklerindeki antik çağ Lydia kentlerinden NYMPHAİON’un üzerinde kurulmuş.
SPYLOS MAGNESİA'sının (Manisa) güneyinde, Akhamenid'lerce KYROU PEDİON (KYROS Ovası) denen KEMALPAŞA Ovası'nın batı ucunda NYMPHAİON yer alır. Eskiçağda adı duyulmayan bu kasaba, geç Bizans döneminde, ikliminin güzelliğiyle imparatorların yazlık dinlenme alanı olarak önem kazanmıştı. NYMPHE'ler burada Kır Perilerini anlatıyor, NYMHPHE özellikle artık sular altında bırakılan Antik hydro terapi merkezi ALLİANOİ'de "SU PERİLERİ" olarak karşımıza çıkmışlardı. Ayrıca Anadolu'da birçok antik yerleşimde ANITSAL ÇEŞME Yaıları vardır ve bu yapılara MYMPHAEİON denir. (Örnek:ASPENDOS/BELKIS-/Pamphylia-ANTALYA)
NYMPHAİON XIII.yy.da önem kazanmış. Daha sonra Latinlerin Bizans’ı 1204-1264 arasındaki istilaları sırasında Bizans’ın soyluları Anadolu’da küçük devletler kurmaya yönelmişler. İmparator III.Alexis Angelos’un damadı Theodoros Laskaris Nikaia (İznik) merkez olmak üzere yeni bir Bizans devleti kurmuş ve İstanbul’dan kaçak soyluları yanında toplamış. Theodoros Laskaris, Batı Anadolu’nun bazı kesimlerini ele geçirerek İmparator unvanını kullanmış. Theodor Laskaris'in ölümünden sonra İoannis Dukas Batataes yerine İmparator olmuş (1224-1254), yaz aylarını da İzmir-Kemalpaşa arasındaki Pınarbaşı köyünde, kışı da Nympaeion’da geçirmiş. Bugünkü Kemalpaşa’da ölünce de orada yaptırdığı Sosendra’nın Meryem kilisesine gömülmüş. Onun yerine geçen Mikhael Paleologos Latinleri yenerek İstanbul’u Latin istilasından kurtarmış ve Ayasofya’da taç giymiş.Şu anda AİGAİ/KÖSELER KÖYÜ kazı başkanı olan Prof. Dr. ERSİN DOĞER İzmir'in Smyrna'sı isimli doyumsuz bilgilerle dolu yapıtında Nymphaion ile ilgili şunları anlatıyor.
KIZ KULESİ BİZANS SARAYI (NİF - KEMALPAŞA)
1204 Yılında Konstantinopolis'in (İstanbul) Latinler tarafından işgal edilmesiyle başkentten kaçan, Bizans'ın asil aileleri Anadolu ve Yunanistan'a geçerek, buralarda küçük prenslikler kurdular. Bizans İmparatorluğu'nun Batı Anadolu'daki toprakları üzerinde, 1. Theodoros Laskaris tarafından kurulan Laskarisler Devleti (İznik İmparatorluğu) merkez olarak kendine NİKAİA'yı (İZNİK) seçti. İzmir yakınındaki NYMPHAİON' Laskarisler döneminde parladı ve bu küçük devletin hükümdarları tarafından hem bir sayfiye yeri hem de sanki ikinci bir başkent olarak kullanıldı. Osmanlı döneminde " NİF" olarak isimlendirilen kent, Cumhuriyet döneminde KEMALPAŞA adını aldı. Günümüzde halkın " KIZKULESİ" diye adlandırdığı saray kalıntısı Kemalpaşa ilçesinin girişinde yer alır.
İşte böyle, Kız Kulesi/Bizans Sarayı, Theodoros Laskaris (1206-1222) zamanında yapılmış. Burası İstanbul dışında inşa edilmiş bir İmparator sarayı olması bakımından çok önemli plânı da İstanbul’daki Tekfur Sarayı'na benziyor. Saray içten 7.10 x 24.40 m. ölçüsünde bir dikdörtgen planlı. Zemin katı dış yüzleri hafifçe yuvarlatılmış büyük kesme taşlardan meydana gelmiş. Yapı üç katlı. Zemin katta içeride dördü doğu duvarında, diğer dördü de batı duvarında olmak üzere 8 adet paye var. Buradaki pencerelerin dar ve ince uzun oluşu ise korunmak amaçlı. Bina bugün çok harap bir durumda. Zemin katı, diğer üç katın molozları ile dolmuş vaziyette. Birinci ve ikinci katın cepheleri ayakta kalmış, üst kat ve çatıdan ise hiçbir iz kalmamış. İkinci ve üçüncü katların mimari şekilleri tam olarak aydınlanamamış. Duvarda görülen ahşap kirişler,bu katların tabanlarının ahşap olduğunu göstermekte. Zemin katın doğu cephesinde büyük kesme taşlardan masif bir görünüşe sahip 2.50 m. genişliğinde tam ortada bugün harap olan giriş kapısı vard. Zemin kat dikdörtgen bloklar halindeki yontma taştan inşa edilmiş. Rasgele büyüklükteki taşların dizilişi yüzünden malzemenin devşirme olma ihtimali kuvvetli. Bu taş bloklar arasında harç kullanılmamış. Üst katlar ise dört sıra tuğla, bir sıra taş dizisinin üst üste konulması ile meydana getirilmiş. Tuğla, yapıda oldukça fazla kullanılmış, pencere kenarları ile kapı girişlerinde bu sıkça görülmekte.

Prof. Dr. ERSİN DOĞER İzmir'in Smyrna'sı isimli doyumsuz bilgilerle dolu yapıtında Nymphaion ve Bizans Sarayı ile ilgili şunları anlatıyor.
Gerçekten de dışarıdan bakıldığında, yüksek duvarları ile kuleyi andıran bu yapı, Laskarisler tarafından inşa edilmiş bir kalenin üzerinde kurulduğu tepenin eteğinde, surların dışında inşa edilmiştir. Yapı 25.75mx11.50m. boyutunda dikdörtgen planlıdır. Günümüze gelen izlere göre orijinalde, biri bodrum olmak üzere dört katlı planlandığı anlaşılmaktadır. Ancak söz konusu katlar yıkılmış, içi bodrum katın seviyelerine değin toprak ve molozla dolmuştur. Duvarların alt kesimi, 1.13-1.30x0.55m. boyutlarındaki büyük kesme taş bloklarla inşa edilmiştir. Bu bloklar muhtemelen çevredeki Klasik-Hellenistik Çağ kalelerinden, bilhassa kentin üzerindeki kaleden getirilmiş olmalıdır. Üstteki üç katın ağırlığını taşıyan ve adeta bir kaide işlevi üstlenen alt kesimde ise duvar kalınlığı 2 metre tutulmuştur. Bodrum katın ışıklandırılması ve havalandırması, dört yönde açılmış mazgal pencereler ile sağlanmıştır. Mazgal pencerelerin yükseklikleri 1.2 metre, dışa bakan genişlikleri 0.17 metredir. İç mekandaki, duvara bitişik duvar payeleri ve köşelerde kısmen izlenebilen kemer ve pandantif kalıntıları, bodrum katının orijinalda ortada bir sıra destek ile ayrılmış üzeri tonoz veya kubbe ile örtülü küçük birimlerden meydana geldiğini düşündürmektedir. Üst katların orijinal durumlarına ait izlerin hemen tamamı kaybolmuştur. Üst mekanları aydınlatan yuvarlak kemerli pencereler, günümüzde birer oyuk halini almıştır. Prof. Dr. Semavi Eyice , içte , katları birbirine bağlayan bir merdiven veya rampanın mevcudiyetini düşünmektedir. Duvarların üst kesimleri 3 veya 4 sıra tuğla ile bir sıra taş dizilerinin dönüşümlü olarak yerleştirildiği almaşık teknikte örülmüştür. Taşların aralarına dikey yerleştirilen tuğlalar ile çerçeveler oluşturulmuştur. Tuğlalar kimi zaman dekoratif şekiller oluşturulacak biçimde dizilmişlerdir. (Kaynak:Ersin Doğer Arşivi)




















NYMPHAİON ile ilgili kaynaklar:
İzmir'in Smyrna'sı: ERSİN DOĞER- İletişim yay.
Lydia:BİLGE UMAR- İNkilap yay.
Anadolu'nun Tarihi Coğrafyası:Veli sevin- Türk Tarih Kurumu yay.




Yeni Yazı ve fotograflar yüklenecek. Erkmen Senan