2 Eylül 2011 Cuma

Eflatunpınar Hitit-Luvi Kaya Anıtı-Karalis/Beyşehir Gölü doğu yakını

Beyşehir Gölü yanında, Beyşehir-Kıreli (Antik KARALİA/KARALİS Gölüyle isim benzerliği ilginç)arasında yaklaşık orta yerde, her ikisinden 15 km. kadar uzaklıkta, yol alçak bir tepeciği aştıktan sonra,(Değirmen Tepeciği) aynı yerde Selki kasabasına ve İmrenler köyüne uzanan toprak yolların ana yolla birleştiği kavşak bulunmakta. Buradan 200 metre kadar önce yani güneyde, ana yol bir dereyi aşar. O dere Eflatun deresidir. Bunun aşıldığı yerden de 200metre toprak yol güneye gider. Bu dereye yapacağınız 45 dk. bir yürüyüş sizi Eflatun Dere'nin kaynağına yani EFLATUN DERE'sine küçük köye ve EFLATUNPINAR anıtına ulaştırır.





EFLATUNPINAR HİTİT-LUVİ KAYA ANITI
İÖ II. Bin yılın başlarında Anadolu’da varlığını hissettiren, 1650’den sonra bir devlet, 1400’den sonra
bir imparatorluk olarak olarak anılan, 1190’da büyük bir yıkıma uğrayan Hitit Uygarlığının Anadolu’da
bıraktığı en önemli izler kaya anıtlarıdır. Eflatunpınar Kaya Anıtı, taş işçiliği, kabartmaları ve yapılan
kazılar sonucu ortaya çıkartılan, anıtla bütünleşik kutsal havuzu ile bütün bu kaya anıtları içerisinde ön
plana çıkmaktadır. Denilebilir ki, Yazılıkaya’dan sonra en önemli Hitit kaya anıtı Eflatunpınar’dır.
Anıt, Konya iline bağlı Beyşehir ilçesinin Sadıkhacı beldesi sınırları içerisindedir. Beyşehir Şarkiağaç
yolunun 16. kilometresinde, yoldan kuzeybatı yönünde 6 kilometre içeridedir.
İmparatorluk dönemi Hitit kaya anıtlarının belli bir bölümünün akarsu ya da pınar yakınında inşa
edildiğini görüyoruz. Eflatunpınar anıtı da bir pınarın hemen yanında yeralır. Son yıllarda Konya Müze
Müdürlüğü tarafından yapılan kazılarda anıt ve önünde yer alan havuz tamamiyle ortaya çıkarılmıştır.
Bu kazıya kadar, 1837 yılından beri anıt için yapılan tüm yorumlar, anıtın 7 metrelik bir genişliğe ve 4
metrelik bir yüksekliğe sahip olduğunu söyler. Anıtın şu anda görülebilen boyu metredir ve 30x35 metrelik dikdörtgen bir havuzu vardır.
Page 1
EFLATUNPINAR HİTİT KAYA ANITI
İÖ II. Bin yılın başlarında Anadolu’da varlığını hissettiren, 1650’den sonra bir devlet, 1400’den sonra
bir imparatorluk olarak olarak anılan, 1190’da büyük bir yıkıma uğrayan Hitit Uygarlığının Anadolu’da
bıraktığı en önemli izler kaya anıtlarıdır. Eflatunpınar Kaya Anıtı, taş işçiliği, kabartmaları ve yapılan
kazılar sonucu ortaya çıkartılan, anıtla bütünleşik kutsal havuzu ile bütün bu kaya anıtları içerisinde ön
plana çıkmaktadır. Denilebilir ki, Yazılıkaya’dan sonra en önemli Hitit kaya anıtı Eflatunpınar’dır.
Anıt, Konya iline bağlı Beyşehir ilçesinin Sadıkhacı beldesi sınırları içerisindedir. Beyşehir Şarkiağaç
yolunun 16. kilometresinde, yoldan kuzeybatı yönünde 6 kilometre içeridedir.
İmparatorluk dönemi Hitit kaya anıtlarının belli bir bölümünün akarsu ya da pınar yakınında inşa
edildiğini görüyoruz. Eflatunpınar anıtı da bir pınarın hemen yanında yeralır. Son yıllarda Konya Müze
Müdürlüğü tarafından yapılan kazılarda anıt ve önünde yer alan havuz tamamiyle ortaya çıkarılmıştır.
Bu kazıya kadar, 1837 yılından beri anıt için yapılan tüm yorumlar, anıtın 7 metrelik bir genişliğe ve 4
metrelik bir yüksekliğe sahip olduğunu söyler. Anıtın şu anda görülebilen boyu 7 metredir ve 30x35
metrelik dikdörtgen bir havuzu vardır.
Eflatunpınar Anıt Havuzunun Planı
Anıtın batılılar tarafından ilk keşfi İngiliz Hamilton tarafından olmuştur. Ancak anıtın, Yazılıkaya
kabartmaları ile ilgili olabileceğini ilk Fransız Charles Texier görmüştür.
Anıtın yapılış tarihi 13. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmiştir. Bu tarihte IV. Tudhaliya Hitit
imparatoru idi. Bölgede ise Tarhuntassa kralı Kurunta hüküm sürmekte idi. Kabartmaların kaba
görünümleri anıtın yarım bırakılmış olabileceğini düşündürür. Bu dönem aynı zamanda imparatorluğun
yıkılma dönemine denk geldiği için anıtın yarım bırakılmasının nedeni anlaşılabilir.
Anıt-Havuzun en önemli cephesi kuzey cephesidir. 19 adet kabartmalı taş blok kullanılarak adeta
yapay bir kaya yüzeyi oluşturulmuştur. Kompozisyonun merkezinden oturan bir tanrı ve tanrıça çifti
vardır. Bu çiftin sağında, ortasında ve solunda şeritler halinde 10 adet karma yaratık (kanatlı cinler ve
boğa adamlar) kollarını yukarı doğru kaldırırak, ikisi kısa ve biri uzun (en üstte anıtın tamanını
kapsayan) olmak üzere üç kanatlı güneş kursunu taşımaktadırlar.
Eflatunpınar gibi büyük bir anıtta yer alan tanrı tanrıça çiftinin Hitit tanrıları içinde en önemlilerinin
olması gerekir. Bu nedenle tanrının Fırtına tanrısı, tanrıçanın ise Arinna’nın güneş tanrıçası olduğu
arkeologlar tarafından yaygın kabul görmektedir. Oturan tanrıçanın şematize edilmiş güneş şeklindeki
başlığı bu savı doğrulamaktadır.
Alt sırada ise ellerini göğüslerinde kavuşturmuş beş tanrı yer almaktadır. Bunlarda sağ ve sol baştakiler
dağ tanrılarını temsil etmektedirler. Ortada kalan üçü ise yer altı kaynak tanrılarıdır (Kaşkal-Kur).
Kaynak tanrılarının eteklerinde 6 adet delik bulunmaktadır. Dinsel törenler sırasında kanallardan Page 1
EFLATUNPINAR HİTİT KAYA ANITI
İÖ II. Bin yılın başlarında Anadolu’da varlığını hissettiren, 1650’den sonra bir devlet, 1400’den sonra
bir imparatorluk olarak olarak anılan, 1190’da büyük bir yıkıma uğrayan Hitit Uygarlığının Anadolu’da
bıraktığı en önemli izler kaya anıtlarıdır. Eflatunpınar Kaya Anıtı, taş işçiliği, kabartmaları ve yapılan
kazılar sonucu ortaya çıkartılan, anıtla bütünleşik kutsal havuzu ile bütün bu kaya anıtları içerisinde ön
plana çıkmaktadır. Denilebilir ki, Yazılıkaya’dan sonra en önemli Hitit kaya anıtı Eflatunpınar’dır.
Anıt, Konya iline bağlı Beyşehir ilçesinin Sadıkhacı beldesi sınırları içerisindedir. Beyşehir Şarkiağaç
yolunun 16. kilometresinde, yoldan kuzeybatı yönünde 6 kilometre içeridedir.
İmparatorluk dönemi Hitit kaya anıtlarının belli bir bölümünün akarsu ya da pınar yakınında inşa
edildiğini görüyoruz. Eflatunpınar anıtı da bir pınarın hemen yanında yeralır. Son yıllarda Konya Müze
Müdürlüğü tarafından yapılan kazılarda anıt ve önünde yer alan havuz tamamiyle ortaya çıkarılmıştır.
Bu kazıya kadar, 1837 yılından beri anıt için yapılan tüm yorumlar, anıtın 7 metrelik bir genişliğe ve 4
metrelik bir yüksekliğe sahip olduğunu söyler. Anıtın şu anda görülebilen boyu 7 metredir ve 30x35
metrelik dikdörtgen bir havuzu vardır.
Eflatunpınar Anıt Havuzunun Planı
Anıtın batılılar tarafından ilk keşfi İngiliz Hamilton tarafından olmuştur. Ancak anıtın, Yazılıkaya
kabartmaları ile ilgili olabileceğini ilk Fransız Charles Texier görmüştür.
Anıtın yapılış tarihi 13. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmiştir. Bu tarihte IV. Tudhaliya Hitit
imparatoru idi. Bölgede ise Tarhuntassa kralı Kurunta hüküm sürmekte idi. Kabartmaların kaba
görünümleri anıtın yarım bırakılmış olabileceğini düşündürür. Bu dönem aynı zamanda imparatorluğun
yıkılma dönemine denk geldiği için anıtın yarım bırakılmasının nedeni anlaşılabilir.
Anıt-Havuzun en önemli cephesi kuzey cephesidir. 19 adet kabartmalı taş blok kullanılarak adeta
yapay bir kaya yüzeyi oluşturulmuştur. Kompozisyonun merkezinden oturan bir tanrı ve tanrıça çifti
vardır. Bu çiftin sağında, ortasında ve solunda şeritler halinde 10 adet karma yaratık (kanatlı cinler ve
boğa adamlar) kollarını yukarı doğru kaldırırak, ikisi kısa ve biri uzun (en üstte anıtın tamanını
kapsayan) olmak üzere üç kanatlı güneş kursunu taşımaktadırlar.
Eflatunpınar gibi büyük bir anıtta yer alan tanrı tanrıça çiftinin Hitit tanrıları içinde en önemlilerinin
olması gerekir. Bu nedenle tanrının Fırtına tanrısı, tanrıçanın ise Arinna’nın güneş tanrıçası olduğu
arkeologlar tarafından yaygın kabul görmektedir. Oturan tanrıçanın şematize edilmiş güneş şeklindeki
başlığı bu savı doğrulamaktadır.
Alt sırada ise ellerini göğüslerinde kavuşturmuş beş tanrı yer almaktadır. Bunlarda sağ ve sol baştakiler
dağ tanrılarını temsil etmektedirler. Ortada kalan üçü ise yer altı kaynak tanrılarıdır (Kaşkal-Kur).
Kaynak tanrılarının eteklerinde 6 adet delik bulunmaktadır. Dinsel törenler sırasında kanallardan aktarılan sular anıtın arkasında kalan bir haznede toplanarak bu deliklerden fıskiyemsi bir şekilde akıtılmamtaydı.
Page 1
EFLATUNPINAR HİTİT KAYA ANITI
İÖ II. Bin yılın başlarında Anadolu’da varlığını hissettiren, 1650’den sonra bir devlet, 1400’den sonra
bir imparatorluk olarak olarak anılan, 1190’da büyük bir yıkıma uğrayan Hitit Uygarlığının Anadolu’da
bıraktığı en önemli izler kaya anıtlarıdır. Eflatunpınar Kaya Anıtı, taş işçiliği, kabartmaları ve yapılan
kazılar sonucu ortaya çıkartılan, anıtla bütünleşik kutsal havuzu ile bütün bu kaya anıtları içerisinde ön
plana çıkmaktadır. Denilebilir ki, Yazılıkaya’dan sonra en önemli Hitit kaya anıtı Eflatunpınar’dır.
Anıt, Konya iline bağlı Beyşehir ilçesinin Sadıkhacı beldesi sınırları içerisindedir. Beyşehir Şarkiağaç
yolunun 16. kilometresinde, yoldan kuzeybatı yönünde 6 kilometre içeridedir.
İmparatorluk dönemi Hitit kaya anıtlarının belli bir bölümünün akarsu ya da pınar yakınında inşa
edildiğini görüyoruz. Eflatunpınar anıtı da bir pınarın hemen yanında yeralır. Son yıllarda Konya Müze
Müdürlüğü tarafından yapılan kazılarda anıt ve önünde yer alan havuz tamamiyle ortaya çıkarılmıştır.
Bu kazıya kadar, 1837 yılından beri anıt için yapılan tüm yorumlar, anıtın 7 metrelik bir genişliğe ve 4
metrelik bir yüksekliğe sahip olduğunu söyler. Anıtın şu anda görülebilen boyu 7 metredir ve 30x35
metrelik dikdörtgen bir havuzu vardır.
Eflatunpınar Anıt Havuzunun Planı
Anıtın batılılar tarafından ilk keşfi İngiliz Hamilton tarafından olmuştur. Ancak anıtın, Yazılıkaya
kabartmaları ile ilgili olabileceğini ilk Fransız Charles Texier görmüştür.
Anıtın yapılış tarihi 13. yüzyılın son çeyreğine tarihlendirilmiştir. Bu tarihte IV. Tudhaliya Hitit
imparatoru idi. Bölgede ise Tarhuntassa kralı Kurunta hüküm sürmekte idi. Kabartmaların kaba
görünümleri anıtın yarım bırakılmış olabileceğini düşündürür. Bu dönem aynı zamanda imparatorluğun
yıkılma dönemine denk geldiği için anıtın yarım bırakılmasının nedeni anlaşılabilir.
Anıt-Havuzun en önemli cephesi kuzey cephesidir. 19 adet kabartmalı taş blok kullanılarak adeta
yapay bir kaya yüzeyi oluşturulmuştur. Kompozisyonun merkezinden oturan bir tanrı ve tanrıça çifti
vardır. Bu çiftin sağında, ortasında ve solunda şeritler halinde 10 adet karma yaratık (kanatlı cinler ve
boğa adamlar) kollarını yukarı doğru kaldırırak, ikisi kısa ve biri uzun (en üstte anıtın tamanını
kapsayan) olmak üzere üç kanatlı güneş kursunu taşımaktadırlar.
Eflatunpınar gibi büyük bir anıtta yer alan tanrı tanrıça çiftinin Hitit tanrıları içinde en önemlilerinin
olması gerekir. Bu nedenle tanrının Fırtına tanrısı, tanrıçanın ise Arinna’nın güneş tanrıçası olduğu
arkeologlar tarafından yaygın kabul görmektedir. Oturan tanrıçanın şematize edilmiş güneş şeklindeki
başlığı bu savı doğrulamaktadır.
Alt sırada ise ellerini göğüslerinde kavuşturmuş beş tanrı yer almaktadır. Bunlarda sağ ve sol baştakiler
dağ tanrılarını temsil etmektedirler. Ortada kalan üçü ise yer altı kaynak tanrılarıdır (Kaşkal-Kur).
Kaynak tanrılarının eteklerinde 6 adet delik bulunmaktadır. Dinsel törenler sırasında
kanallardan aktarılan sular anıtın arkasında kalan bir haznede toplanarak bu deliklerden fıskiyemsi bir şekilde akıtılmaktaydı.

Eflatunpınar Anıt Havuzu Ana Cephesi
Kuzey cephesinde ana kompozisyonun iki yanında simetrik olarak iki pınar tanrıçası oturur şekilde
tasvir edilmiştir.
Havuzun güney duvarında anıta yönelmiş bir platform bulunmaktadır. Bu platformun önünde tahta
oturur vaziyette bir tanrı tanrıça çifti yer almaktadır. Tanrı kabartmasının üst kısmı yok olmuştur. Bu
çiftin Hurrilere ait Güneş tanrıçası ve Fırtına tanrısı olduğu kabul edilmiştir. Böylece Hitit Güneş
tanrıçası ile Fırtına tanrısı, Hurri’li çiftle karşılıklı oturtturulmuştur. Bu kompozisyonun altında politik
mesajların yüklü olduğu düşünülmektedir.
Havuzun doğu duvarının orta kesiminde tipik Hitit yemenileri gidirilmiş profilden bir tanrı-kral çifti
yer almaktadır.
Havuzun dışında tek blok halindeki üçlü boğa protomu (protom: insan ya da hayvan figürünün üst
bölümü; genelde mimaride dekoratif öğe olarak kullanılır) havuzda olması gereken yerde değildir.
Havuzun batı duvarının güney ucunda bulunan bir gediğin ölçüleri bu üçlü bloğun ölçüleri ile tam
uymaktadır. Bu blok da dinsel törenlerde kullanılmış olmalıdır.
Kazılarda bulunan küçük buluntular havuzun Hititlerden sonra da uzun süre kullanıldığını
göstermektedir. Roma çağında üçlü boğa protomunun bulunduğu blok da kullanılarak bir set yapılmış ve havuz daha geniş bir gölete çevrilmiştir



-