Evet 2004 yılında temmuz ayında edindiğim, okuduğum bilgilerle yayan olarak çıktım yola. Pura burnu /Pyrrha Karatepe, Karaağaç ve Bademli Burundan, Gümüşlü (Argy? Arga?) yolunu takip ederek, karşıma Hekatonessos Adalarını alarak, Kisthene/Kız Çiftlik/Trikopi, Gömeç, Kuzuluçay ve Keremköy/Koryphantis yolundan sağıma Argistri /Çiçek Adasını da katarak Şirinkent'den sonra İğdeli Plaj ve Çakalya Burnu'na geldim. Yapılaşma 2004 yılında da had safhadaydı. Herakleia'nın bulunduğu alanda keramik kırıkları, bitkilerin, otların, makiliklerin arasında bazı eski izler, temel kalıntıları, etrafa dağılmış, saçılmış kalıntılar gördüm ve bir arkeolojik alanın daha ranta gittiğini gözlemledim.
Çakalya Burnu'ndaki ve İğdeli Plaj yakınındaki Herakleia ile ilgili bilgiler Prof. Dr. Engin Beksaç'ın Balıkesir, Burhaniye, Ayvalık, Gömeç, Edremit, Havran'daki önemli yüzey araştırmalarında mevcut. Sayın Beksaç özellikle Soğan Adası, Yunda/Cunda, Pateriça, Çıplak ada, Tıfıllar Köyü ve çevrelerinde yaptığı yüzey araştırmalarında Çakalya burnu'na da değinir. Herakleia'ya Strabon Geographica'sında değiniyor. Amasya'lı Strabon şöyle diyor;
Pyrrha (Karatepe burnu, İntaland ve Artur yeri) Burnunun ve körfezin dışında terkedilmiş Kisthene Kenti (Kız çiftliği, Gömeç) bulunur. Bunun yukarısında, daha içerlerde Perperene(Aşağıbey). Trarion (Kozak Yaylası, Yukarıbey Köyü? veya Burhaniye Kuyumcu Köyü?) ve bu ikisi gibi diğer yerleşimler de vardır. Kıyının bundan sonraki uzantısında Mytilene'lilerin köylerine yani Koryphantis (Keremköy civarı) ve HERAKLEİA'ya gelinir.
Prof. Dr. Veli Sevin Anadolu'nun Tarihi Coğrafyasında (Türk Tarih Kurumu yayınları) Koryphantis ile Herakleia'yı Mytilene'nin köyleri olarak anıyor.
Prof. Dr. Engin Beksaç HERAKLEİA ve KORYPHANTİS'in LESBOS adasının peraia'sı olduklarını belirtiyor ve yüzey araştırmalarında bize şu bilgileri veriyor;
1998 yılındaki çalışmanın ilk merkezi Ayvalık ilçe merkezinin kuzeydoğusunda Çakalya Burnu ile İğdeli Plaj arasındaki küçük kayalık burun oldu. Bu alan geçmiş yıllarda, zeytinli çay bahçesinin yapılışı esnasında yok edilmiş olup tepe üstünde yüzeye çıkan kayalık zemine göre bir kaya üstü yerleşmesi olarak karşımıza çıktı.Arkeolojik malzeme batıya doğru akan karışmış toprak üzerinde yer almaktaydı. Yüzeyde bölgeye özgü tipte siyah hamurlu bir küçük ağırsakla birlikte, parlak gri açkılı ve benzerleri Ege Adalarında görülen tipte bir Bronz Çağı fincan sapi ve bölgede yaygın olarak bulunan parlak kahverengi açkılı sepet formlu bir kabın sap kısmının bulunması "Krizli Yıllar" ile ilişkiyi göstermesi açısından önemliydi. Bunlar yanında daha erken süreçleri hatırlatan formlarıyla karşımıza çıkan gri mat Aeol keramikleri, sepet formları ve değişik tipleri sergiliyordu. Ayrıca yüzeyde Roma ve çok yeni keramik parçaları da vardı. Deniz kıyısında yapılan inceleme bu kesimin toprak ve taş doldurularak orijinal şekli bozulmuş olan küçük bir koy intibaını verdi. Sitin yanındaki bahçelerde arkeolojik veri bulunmaması ilginçti.
Alıntı: http://www.kulturvarliklari.gov.tr/sempozyum_pdf/arastirmalar/17_arastirma_2.pdf
Bu satırlar 1998 yılındaki araştırmaya ait. Ben ise 2004 yılında gitmişim...
İşte bugünkü durumu da 2004 yılından farklı olmayan Hekatonessos adaları karşısında artık tarihi bir uykuya dalan Çakalya Burnu'ndaki Herakleia'dan belge niteliğindeki artık biraz eskimiş, digital öncesi dönemde Canon'umla çektiğim fotografların fotografları....
17 Ekim 2010 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder