25 Temmuz 2011 Pazartesi

Halki/Heybeliada, Kutrulomilo/Değirmen Tepesi ve Değirmen Kalıntısı

Heybeliada'da üç yüksek tepe var, Üzerinde Metamorphosis/Hristos/Suret Değişimi Kilisesi bulunan 98 metrelik Domuz Tepesi/MAKARİOS, üzerinde Ruhban Okulu'nun ve AYA TRİADA Kilisesi'nin bulunduğu, 85 metrelik tepe ise Ümit Tepesi/PAPAZ DAĞI. Deniz seviyesinden 136 metreye kadar yükselen DEĞİRMEN TEPESİ/KUTRULOMİLO bu tepelerin en yükseği.
Heybeliada'nın en yüksek noktası olan DEĞİRMEN TEPE'sinin üzerinde, eski levantenlerin "KUTRULOMİLO" adını verdikleri bir değirmenin kalıntıları bulunmakta. Skarletos D. Vizantios 1862de Atina'da yayınlanan "Konstantinopolis" adlı yapıtında bu değirmeni anlatırken aşağıdaki bilgilerden söz etmiş...










"Halki'nin üç tepesinden en yüksek olanının üzerinde yüz yıl kadar kullanıldıktan sonra terkedilmiş bir değirmenin kalıntıları vardır.
Bizans yapımı "PANAYİA KAMARİOTİSSA" Manastırı'na ait olan bu değirmen 1710 yılında sözü edilen manastırın Baş Rahibi NEOFİTİOS tarafından yaptırılmıştır. SKARLETOS D. VİZANTİOS
Kaynak: Orhan TÜRKER, Halki'den Heybeli'ye- Sel yayıncılık
Ayrıca Gustave Schlumberger'in Prens Adaları adlı yapıtının 77. sayfasında Değirmen Tepesi'ne değiniliyor.
Diyor ki "kuzeyinde adanın en yüksek tepesi yer alır. Ağaçlarla kaplı bu pitoresk tepenin ucunda eşşiz manzaralı bir kule yükselir. Eskiden gözcülerin nöbet tuttukları bu kule, sonradan yeldeğirmenine çevrilmiştir, günümüzde harap haldedir."

Çok sıcak bir havada Değirmen Tepesi'nin Değirmeni ile askeri alanda kaldığını öğrendiğim KAMARİOTİSSA ile ilgili araştırma yaparken değirmen kalıntısı yoğun ormanlık, çamlık tepede birden karşıma çıkıvermişti. Bütün tanımlara uyan bir yerde, eski bir değirmen kalıntısı olduğunu güvenle söyleyebileceğim bir yapıydı. Ayrıca hem aşağıdaki tarihi haritadan hem de Google earth maps'den de yerini güvenle tesbit edebilmiştim. Tepeden yoğun Çamların arasından Çam Limanı'nı ve Heybeliada'nın Anadolu yakasına bakan kıyılarını görmek olası, manzara ve temiz hava harika..Ayrıca tepede, toprak zemin üzerinde Bizans ve Osmanlı Dönemi keramik kırıkları var. Değirmenin çevresinde bir grup, 37 derece sıcakta mangal yakmış, kanatları, pirzolaları çeviriyorlardı, kimse bakmaz mı ormanlık alana, bu yemyeşil alanı, zabıtası, itfaiyesi, polisi denetlemez mi? Kardeşim, koca adayı yakarsınız burda mangal yapmayın dediğimde bana homurdanarak bir şeyler söylediler, bir küfretmedikleri kaldı. Değirmen kalıntısının içinde de ateş yakmışlar, kapkara tarihsel taşları dizmişler yan yana, biz tarihe, kültüre, uygarlığa ne zaman değer vermeyi öğreneceğiz? Magandalık, faydacılık, külhanbeyilik, kabalık, vandallık insanımız için daha mı değerli?
HEYBELİADA ile ilgili diğer Kaynaklar:
Prens Adaları: Gustave SCHLUMBERGER-İletişim yay.
Tarih Boyunca İstanbul Adaları:Pars TUĞLACI-Kitap Yurdu
Halki'den Heybeli'ye :Orhan TÜRKER-Sel Yay.