16 Ağustos 2010 Pazartesi

Assos: Surlar, Duvarlar


Assos'ta yıllarca bilimsel kazılara başkanlık eden ancak 2006 yılında yitirdiğimiz Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu Çanakkale-Troas Arkeoloji Buluşması kitabında (2002) kent savunma duvarlarıyla ilgili şu bilgileri veriyor.
Assos'un çevresi yaklaşık 4km uzunluğundaki surlarla çevrilidir. Bazı yerlerde surlar kayıptır. Kentin İ.Ö 6 yy.dan beri surlarla çevrili olduğunu söyleyebiliyoruz. İç içe yapılmış sur duvarları mevcut. Enson 4. yy.a ait surlar var. Bunlar küçük onarımlarla Roma döneminde de kullanılmış. Dönemin savaş sistemine göre yapılmış surlar günümüze oldukça iyi korunarak gelmiştir.
Assos taşı,bazalt, trak-hid ve volkan ağzı taşıdır. Kolay işlenmez ama uzun ömürlüdür.









































Assos, Antik Tiyatro



























Assos Tiyatrosunu 2010 ağustosunda ziyaret ettiğimizde puslu, sisli hava bizi sıcaktan kavrulmaktan biraz olsun kurtardı. Fotoğrafları Sevgili Emel Akın ve ben çektik.
Yıllarca Assos bilimsel kazları yaptıktn sonra 2006 yılında yitirdiğimiz Assos Kazı kurulu başkanı Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu Çanakkale Troas, Arkeoloji buluşması -2002 makalesinde şunları yazmış.
Tiyatro alanındaki çalışmalarımıza 1985 yılında başladık. Ortadaki toprak yığınının yarısını 5 yılda açabildik. Diğer yarısını ise 4,5 ayda açtık. Çünkü destek bulmuştuk.Tiyatro hem deprem görmüş hem de çökmüştü. Öncelikle devrilmiş ve bozulmuş duvarları söktük. Yeni baştan ördük. Tiyatro 4.yyda yapılmışama Roma çağında eklentiler var. 4000 kişi alabilecek kapasitede bir yapıdır. Burası bir zamanlar taş ocağı gibi kullanılıp taşların çoğu götürülmüş. İki yanda tonozlar var. Tonozun birini yeni üretilen taşlarla ayağa kaldırdık. Yeni yapılan sıralarla eksikler tamamlandı. Soldaki parados olarak adlandırılan sınır duvarı da tamamlandı. Sahne binasının yanından aşağıya doğru giden ve yanda bir su kanalı olan 2000 yıldır bozulmamış bir cadde ortaya çıkarıldı.
ASSOS TİYATROSU'NUN ÖZELLİKLERİ:
Assos tiyatrosu, kentin güneyindeki yamaçtadır. Tiyatro, pazaryeri ile kent meclisinin, okulun bulunduğu terasın altında, kentin sosyal hayatının odağındadır. Güneye bakan tiyatro üç kademelidir. Günümüze ulaşan yapı, büyük olasılıkla, erken dönem tiyatrosunun büyütülmüş halidir. Toplam 36 sırayı bulan, iki orta yollu tiyatronun birinci kademesinde 14 oturma sırası, 7 ışınsal merdivenli yolu vardır. İkinci kademede 15 oturma sırası 13 ışınsal yol, üçüncü kademede 7 sıra vardır. Orkestra yarıçapı 32 ayaktır. Sahne binasının yüksekliği yaklaşık 43 ayak olmalıdır. Dairesel orta yolun genişliği 4 ayak 5 parmaktır.

Tiyatronun kapasitesi yaklaşık 5.000 kişiliktir.

Tiyatro:

Agoranın güneyindeki tiyatro andezitten inşa edilmiştir. At nalı planı ile Yunan karakteri gösteren yapıya, Roma Çağı’nda orkestranın önüne iki katlı bir sahne binası yerleştirilmiştir. Yapının bir yamaca yaslanması ve manzaraya dönük olması gibi özellikleri de yine Yunan tiyatrolarının karakteristik özelliğidir. Tiyatronun oturma basmakları dikey merdivenler ve yatay gezinti yerleri (diazoma) ile bir birinden ayrılmıştır. Tiyatroya doğu ve batı yönünden diazomaya açılan iki tonozlu geçitten girilmektedir. Tiyatronun orkestrasını çeviren bir su kanalı vardır. Oturma sıralarının güneye bakan tarafları derin birer tonoz üzerine oturmaktadır. Roma Çağı’nda ilk oturma sırası kesilerek, korkuluk levhalarının ilave edilmesi gladyatör oyunları ile bağlantılı olmalıdır. Oturma sıraları üzerinde dört adet yazıt tespit edilmiştir. Bunların üçü, demirciler, dericiler ve taş işletmecileri gibi meslek gruplarına aittir. Dördüncüsü ise Serapis kültü veya bu külte mensup kişilerle ilgilidir. Yazıtlar, bu meslek gruplarının tiyatroda rezervasyon yaptırdıklarını ortaya koymaktadır.

Tiyatrodaki oturma yerlerinin kenarlarındaki delikler izleyicileri güneşten korumak için dikilen gölgeliklerin ahşap direkleri içindir. Tiyatronun batı yönünde toprak kayması nedeni ile meydana gelen bozulmalar hala görülmektedir. M.Ö. 4-3. yüzyılda inşa edilen tiyatro Roma Çağı’nda da bazı eklenti ve değişiklikler yapılarak kullanılmaya devam edilmiştir.

İlk kez 1881-1883 yılları arasında Amerikan kazı heyeti tarafından kazılan tiyatro, 1980’li yıllarda Türk
heyeti tarafından tamamen açığa çıkarılarak restorasyonu yapılmıştır.


Theatre: The theatre lying to the south of and below the agora was built entirely from local andesite rock. Typical for a construction in the Greek age is the union of a location on a natural slope with the orientation towards a panoramic view. In Roman times, the horseshoe-shaped building received a two-storey stage ("scene"). The rows of seats are divided by steep stairs and narrow passages. To the east and west, two vaulted entrance passages lead to the seats. The orchestra at the base is surrounded by a channel to drain off rain water. In the Roman age, the first row of seats was removed so a balustrade could be installed which was probably meant to protect the audience during gladiator battles. On the seats of the theater four inscriptions were identified, three of them are connected to the guilds of smiths, tanners and stone masons. The fourth inscription refers to members of the cult of Sarapis. These inscriptions indicate that these seats were reserved for such groups and guilds. Holes along the outer edge of the seat ranges served to receive posts for a sunshade. The theater was constructed between the 4th and 3rd century BC, and its use continued in Roman times following a few modifications.

The first excavations of the theater were conducted by American archaeologists from 1881 to 1883. A Turkish excavation team led by Ümit Serdaroğlu uncovered the theater in its entirety in the 1980s, and also conducted comprehensive conservation work.