22 Kasım 2012 Perşembe

12 Kasım 2012 Pazartesi

Smyrna/İzmir Agorası, Namazgâh





İzmir'in Namazgâh semtinde bulunan agora, Roma Döneminden (M.S. 2. yüzyıl) kalma ve Hippodamos/Izgara şehir planına göre merkeze yakın yerde üç kat halinde inşa edilmiştir. İzmir agorası Ionia agoralarının en büyük ve en iyi korunmuş olanlarından. 
 Bayraklı Tepekule'deki Palaia Smyrna'dan sonra, İkinci Smyrna, Makedonyalı Büyük İskender tarafından M.Ö. 333'de Pagos/Kadifekale’de kurulmuş. 
1932-1941 yılları arasında Rudolf Naumann, Prof. F. Miltner ve İzmir Efes müzeleri müdürü Selahattin Kantar tarafından yapılan ilk dönem kazılarla büyük bir bölümü ortaya çıkarılmış. İzmir agorasının, dikdörtgen formda, ortada geniş (120 x 180 m) bir avlu etrafında sütun ve kemerler üzerine inşa edilmiş üç katlı ve önünde merdiveni olan bileşik bir yapı. 

 Agorada son dönem kazıları 5 Ağustos 1996 tarihinde başlatılmış.
Agora'nın güneydoğu yönünde, 1980'li yıllarda yanan Misak-ı Milli İlkokulu'nun ihata duvarı yıkılıp 2835 m²lik bu alanın agoraya katılmasıyla agoranın alanı 16590 m²ye çıkmış. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sponsorluğunda devam eden agora çalışmaları; agora meydanı, kuzey kapısı bazilika altı, batı yapısı (stoa), antik çarşı olmak üzere beş yerde kazı, restorasyon, arkeolojik temizlik ve çevre düzenlemesi şeklinde sürdürülmekte.
Kuzey Kapısında bulunan Tanrıça Vesta kabartmasının ilk dönem kazılarda çıkarılan Zeus sunağı kabartmalarının devamı olduğu anlaşılmış.  Tanrı Hermes, Dionysos, Eros, Herakles heykelinin yanı sıra pek çok erkek-kadın-hayvan heykeli, büst, rölyef, figürin vb. mermer, taş, kemik, cam, maden ve pişmiş topraktan eserler ve mimari ögler, arşitravlar, lentolar ele ortaya çıkarılmış.
 İzmir  bir devlet agorası.-165 m. genişliğinde ve 200 m. uzunluğunda olan Agora’nın üç tarafında üstü örtülü, sütunlu, çok amaçlı Stoalarla onun kuzeyinde bulunan bir bazilikası var. 
İzmir Agora’sında M.S. 150 tarihlerinde inşa edilen Zeus Sunağı’na ait kabartmada tanrılardan oluşan bir sahnenin ortasında Demeter ile Poseidon’ un eski Anadolu kültüründeki Luvi-Hitit geleneğine uygun olarak ( erkek sağda, kadın solda ) yan yana yer almakta. Prof. Dr. Ekrem Akurgala'a göre Smyrna'lı Heykelci, Agora’da toprağın, karanın, bereketin tanrısı Demeter’in yamacına denizlerin tanrısı Poseidon’u yerleştirirlerken“Biz hem karaların hem de denizlerin hakimiyiz” demek istemişlerdi. Bugün bu gösterişli ve anlamlı heykeller Arkeoloji müzesinde sergilenmekte. Agora ve yükseğinde kalan Pagos /Kadifekalesi/Kaydefakalası. Önündeki yamaçta gecekondularla kuşatılan ve ayağa kaldırılmayı bekleyen antik tiyatro. Eşrefpaşa'da Altın Yol/Roma Yolu. Kente kazandırılması gereken 4 önemli arkeolojik mimari öge. Bu tarihsel aksı yetkin bir proje ile bağlayıp İzmir Arkeolojisine kazandırmak için zaman geldi de geçiyor bile...

9 Kasım 2012 Cuma

Aigai'de Yeni Levhalarla Antik Kenti Gezmek...












Sevgili Alirıza Avcan'a bu bölümdeki görsel katkılarından ve Aigai antik kentinin tanıtımı için gösterdiği çabalardan dolayı teşekkür ederim.

3 Kasım 2012 Cumartesi

Ayazma/Fanomani Ayazması-Ayvalık


AYAZMA/FANOMANİ AYAZMASI -Ayvalık, Kemalpaşa Mahallesi


Ayvalık Kemalpaşa Mahallesinde yine tarihi dokunun yaşadığı bir sokakta eski Prostylos veya biraz da Amphiprostylos tipine benzeyen, görkemli Roma tapınaklarını anımsatan bir Ayazma yapısı var. Girişi ve batı cephesi ilk çağ tapınakları gibi. Sütünları korint uslubunda, akantus başlıklı korint tarzlı sütunları taşıyan  üçgen alınlıklı bir çatı ve cephesi görülüyor. Bu üçgen alınlığın uçlarına ve tepesine oturan bitkisel motifli akroterlerin iç kısmında yatay olarak rölyefli motifler bulunuyor. Korint başlıkların üstü ise arşitravla kapatılmış. Dikdörtgen planlı, bazilika düzenini de anımsatmakta. Ayvalık'ın, eski Kydonia balık ve zeytinyağı köyünün sarımsak taşından ustaca inşa edilmiş. Kayıtlara göre yapım yılı 1890. Ayazma içindeki kutsal sudan dolayı Ayazma ya da Fanomani/Fenomen ve bazı kayıtlarda Faneromani ismiyle anılıyor. Efsane ve rivayete göre," Küçük bir kız çocuğu her gece rüyasında Meryem anayı görmektedir.Meryem ana  burada kaynaktan fışkıran kaynaktan su içer ve küçük kız çocuğuna da bu sudan içmesini önerir." 
Uzun yıllar zeytinyağı fabrikası ve depo olarak kullanıldığını biliyoruz. Bu yüzden eklektik müdahalelerde bulunulmuş.
Güneydoğu ve kuzeybatı cepheleri dörder pencereli. Güneydoğudaki kapı sonra iptal edilmiş ve pencereye dönüştürülmüş. Kuzeydoğu duvarına iki kapı eklenerek burdan giriş sağlanmış. Sonraları yapıya bir asma kat eklenmiş. 
 Çatı beşik çatı ile örtülmüş. Kare formlu bölümlere ayrılmış olan çatıda her kare biçimli bölümün ortalarına çiçek formlu rölyefler konulmuş. 
Ayazma'nın müze haline getirilmesi için Kültür Bakanlığı'ndan kamulaştırılarak Ayvalık Belediyesine devir işlemleri yapılmıştır. Restorasyon için Bursa Anıtlar Yüksek Kurulu'ndan izinler alınmış olup, restorasyon, yüzey araştırma ve kazı çalışmaları sürmektedir.







Bu bölümde bazı Fotograflar için, Ayvalık'ta yaşayan Değerli Mühendis Dostumuz, VECDİ YILMAZ'a çok teşekkür ederim.

Madra Dağı Çevresi, Taş ve Maden Ocakları

Ekim 2012'de yapılan Madra Dağı Çalıştayı'nda yaptığım Görsel sunumda Madra Dağı çevresindeki Taş ocakları ve Maden arama  yerlerini de bu önemli fotograflarla göstermiştim.









Fotograflar için Sevgili NEZİH BAŞGELEN'e çok teşekkürler.