Temnos (İzmir)
Temnos (Görece Kale) Görece Köyü sınırları içinde ve Menemen'in Antik Sardene dağının (Dumanlı Dağ) kuzeydoğusuna düşen dağlık bölgededir. Güney Aiolis'te yer alan Temnos'tan Herodot da bahsetmekte ve kentin Klasik Dönemde gelişme gösterdiği anlaşılmaktadır. Kent MÖ 3. yüzyılda Pergamon topraklarına katılarak Roma hakimiyetine girmiş ve MS 9. yüzyıla kadar iskan edilmeye devam etmiştir. Araştırma Projesi, 2006 yılında, Roma III Üniversitesi'nden Giuseppe Ragone tarafından başlatılmıştır.
Temnos (Görece Kale) is located at Görece village, in the Ancient Sardene mountains (Dumanlı Mountain) to the northeast of Menemen. This city of southern Aeolis was mentioned by Herodotus and appears to have prospered during the Classical period. It was annexed by Pergamon in the 3rd century BC and passed to the Romans with that kingdom. It continued to be occupied until the 9th century AD. Archaeological, topographical and epigraphical surveys by the Italian Archaeological Survey Mission at Temnos began in 2006 under the direction of Giuseppe Ragone of the IIIrd University of Rome.
2007
2007 çalışmaları konusunda aşağıda yer alan bilgiler Prof. Ragone tarafından verilmiştir.
Jeofizik taraması (jeoradar ve manyetik gradiometre yöntemi ile yapılan) yapılacak alanlar, 2006 yılı çalışmaları esnasında belirlenmiştir. Belirlenen bu alanlar bitkisel yoğunluğunun fazla olmadığı diğer bir ifade ile ağaçların yoğun olmadığı bazı alanlara gerçekleştirilmiştir. Bu alanlardaki toprak yapısı bu tür bir tarama için de oldukça uygun olduğu tespit edilmiştir. Yapılan jeofizik taramalarına ilişkin sonuçları hassas incelemeler sonucunda elde etmeyi umuyoruz.
Bu tarama sonuçlarında elde etmeyi umduğumuz bilgiler (a) agora olarak isimlendirilen alanda ve akropolisteki çok seviyeli teraslarda antik kente ait mimari dokunun net bir şekilde ortaya konulması ve mimari yoğunluğun tespit edilmesi (b) Görece kalenin eteklerindeki yarı düz -- eğimli alanlarda kentin tipolojisini, uzantıları ve sınırları hakkında tespitler yapmak amaçlanmaktadır (özellikle Görece Kalenin doğu ve batı yamaçlarında).
Manyetik gridometre ve jeoradar yöntemi ile altı farklı bölgede 5.200 m² lik alanda tarama yapıldı.
Tarama yapılan alanlar ve uygulanan yöntemler:
1. Akropoliste: a 30 x 30 metre boyutlarındaki alanda (manyetik gridometre) ve 17 x 5 metre boyutlarındaki alanda (jeoradar taraması)
2. Agoranın kenar terasında (veya "orta" terasta) 880 m² lik alanda (her iki teknikle yapılan tarama)
3. Agora yukarı terasında iki adet 20 x 20 metrelik alanda (manyetik jeoradar)
4. "Agora-stoa" terasındaki dikdörtgen formlu terasta 27 x 5 metrelik alanda (jeoradar)
5. Aşağı düzlük olarak adlandırılan alanda 40 x 40 metre ve 20 x 20 metre ölçülerinde iki alanda (manyetik gridometre) toplam taranan yüzey 2.000 m²
6. Görece Kale yolunun sağ bölümünde, park alanı olarak adlandırılan alanın ön bölümünde 20 x 20 metre ölçülerinde bir alanda (manyetik gridometre) tarama yapılmıştır.
Agoranın üst terasındaki jeofizik taramaları esnasında, bazı eski kazı çukurları ile kazılmış sur duvarları veya büyük teras temelleri olduğu düşünülen kalıntılar tespit edilmiştir. Bu tespit edilen kalıntılar muhtemelen 1934 yılında P. Devambez tarafından yapılan ve yayınlanmamış kazılarından veya bu alandaki daha erken veya daha geç dönemlerde yapılmış arkeolojik çalışmalardan geriye kalan izler olmalıdırlar. Bu arkeolojik çalışmalara ait çok belirgin olmayan kayıtlardan günümüze ulaşan bilgilere göre Osman Hamdi beyin XIX. yüzyılın sonlarında yaptığı sondaj kazısı ve kesin olarak tanımlanamamış Alman arkeologun 1938-1940 yılları arasında yaptığı arkeolojik kazı çalışmaları esnasında açmış oldukları kazı çukurlarıdır.
2007 yılında Temnos antik kentinin genel haritasının gerçekleştirilmesi amacına yönelik çalışmaları içeren yüzey araştırmasına devam edilmiştir. Çevresel koşulların yarattığı güçlüğün ve bitki örtüsünün kent mimarisinin en iyi korunmuş olduğu alanlarındaki yoğunluğunun sonucu olarak, Projenin bu bölümü umulandan çok daha güç şartlar altında gerçekleştirilmiştir.
Total Station ölçüm cihazı kullanılmadan gerçekleştirilen yüzey araştırmasında, çalışmamız temel olarak yüzeyde görülen arkeolojik kalıntılar ve bu kalıntıların pozisyonun belirmesine yönelik profesyonel GPS cihazı ile yaptığımız çalışmayı kapsamaktadır. Uydu tanımlamaları ile devam ettiği belirlenen savunma duvarlarını (bazen polygonal bazen isodomik, muhtemelen
farklı dönemlerde yapılmış olmalıdırlar) ve diğer arkeolojik elemanların (triglifli ve metoplu bloklar, tam ve yarım sütun tanburları, bir naiskosun üst yapı elamanları, bir lahdin bezemeli çatı biçimli kapağı) posizyonları belirleyip bu kalıntılar ile ilgili araştırması yapıldı.
Araştırmalarımız esnasında muhtemel antik kentin ana yollarından birini temsil ettiğine inandığımız bir yolun izi tespit edildi ve belki de yeni keşfedildi: Bu yol akropolisin güney-batı eteklerinden modern İğnedere Köyüne doğru devam eden, sıra sıra ve yan yana dizilmiş taşlardan oluşmaktadır. Ayrıca kentin yaklaşık 2 km güneyinde, yolun devam ettiği rota üzerinde ve yolun hemen batısında panaromik bir tepe üzerinde dikdörtgen bir yapının kalıntıları tespit edilmiştir. Ayrıca bu uzun yol boyunca kaçak kazılar ile tahrip edilmiş ve yağmalanmış birkaç mezar görülmüştür. Bu tahrip edilmiş mezarın yakınlarındaki bir alanda bronz bir Temnos sikkesi bulunmuştur. İyi bilinen bir tip olan sikkenin ön yüzünde " savaşçı " veya palladium (Athena Palas) yuvarlak kalkan ve mızrak tutuyor; yazıt T A / Φ Z, arka yüzde miğferli Athena başı; cfr. SNG Copenhagen 261; SNG Von Aulock 1675) M.Ö. III. Yüzyıla tarihlendirilebilir. Modern İğneder köy yolu (Traktör yolu) boyunca köyden çok uzak olmayan bir bölgede drapeli bir heykel parçası tespit edilmiştir.
Çıkrık Tepe' nin ilerisinde Görece Kalenin kuzey bölümünde muhtemelen bir başka kent yoluna ait izler daha tespit edilmiştir. Tespit edilen alanda bazı taş sıraları mevcuttur ve bu yol kalıntısı yukarıda tanımlanan antik yol kalıntısından daha az belirgin olup bir başka antik rotanın varlığını işaret ettiği düşünülmektedir. Bu alan antik kent merkezinden uzakta olup aynı zamanda dış şehir nekropolünün kuzey doğu bölümünde yer almaktadır (Bu iki alandan biri 2006 yılında araştırılmıştır). Söz konusu alanda kaçak kazılar ile birkaç mezar açığa çıkarılmıştır.Modern traktör yolunun yakınlarında, antik kentin sınırlarının dışında ve nekropol alanı olarak belirlenen alanların üst bölümünde, Çıkrık Tepe ve Çerkezçam tepelerin kesiştiği vadide uzayıp devam eden doğal bir geçit tespit edilmiştir. Bu geçit yukarıya doğru meyilli olarak Turgutlar Köyü asfalt yoluna doğru devam etmektedir. Turgutlar köyü günümüzde hemen hemen terk edilmiş durumdadır. Tespit edilen bir geçit-pasaj aynı zamanda İç bölgeler (Aigai) ile Temnos'un bağlantısını sağlıyor gibi gözükmektedir. 2006 yılında yıpranmış antik materyallerin araştırılması amacıyla terkedilmiş eski Süleymanlı ve eski Görece köylerinde yüzey araştırması gerçekleştirildi.
Bu çalışmaların yanı sıra, Araştırma bölgemizin biraz daha dış sınırında doğru keşiflere başladık. Bu araştırılan alan Haykıran Köyü--Çukurköy asfaltının sağ-doğu bölümüdür. Burada iki yol (veya daha iyi bir tanımla iki yol sistemi) büyük bir alanda uzayıp devam etmekte olup ve çok iyi korunmuştur. Yolun izlerini GPS cihazı ile tespit ettik. Bunlar bazen farlı yönlere devam etmektedir, bu kalıntıları oluşturan taşlar bazen kabaca sıralanmış ve ileriye doğru uzayıp gitmekte olan bu yol modern asfalt yoldan çok uzak değildir. Bu yolardan birincisi ve en iyi korunmuş olan yol düzgün bir şekilde ve oldukça sık birbirine bitişik bir şekilde kaldırım taşından yapılmış olup her iki kenarında daha büyük taşlar ile sınırlandırılmıştır. Bu yol Atatürk döneminde yapılmıştır (Çukurköy bu yolun yapıldığı dönmede bu bölgenin en önemli köyüdür) daha sonraları kullanılan yol onyıllar içinde giderek tamamlanır, bazen tamir edilir ve en sonunda altmışlarda modern asfalt köy yolunun yapımı ile yol terk edilir. Bu yolun modern orijinine rağmen bu yolun antik bir yolun üstüne yapıldığına, bazı bölümlerinin kaldırım taşları ile yoğun bir şekilde tamamlandığına inanılmaktadır.
İkinci yol (veya yol ağı) birinci yola rağmen kesin tarihinin henüz tam olarak tespit edilmemesine rağmen kesinlikle antik bir yol olduğu düşünülmektedir. Bu taşıma yolu daha dardır, fakat daha büyük düz farklı tip ve boyutlarda taşlar ile döşenmiştir.
Yolun bulunduğu alanın bazı bölümlerinde derelerin aktığı, döşeme taşları arasındaki hatlar ve bu alandaki taşların formları bu derelerin suları tarafından şekillendirildiği tespit edilmiştir. Belki de bu nedenle büyük düz monolit taşlar dere yataklarına yerleştirilmiş ve bu alanlar basit bir köprü olarak da kullanılmışlardır.
Bu yol ağı muhtemelen Dumanlı Dağ'ın (Antik Sardene Dağı) eteklerine doğru devam eden antik bir yol sisteminin rotasını takip etmekte ve Aiolis ile iç bölgelerdeki kentlerin bağlantısını sağlamaktadaydı. Temnos un bir yanında; Yanıkköy ve Buruncuk'un dik kalesi -- Hermos (Gediz Nehri) ovasının sınırında ve Neon Teichos ve Larissa olarak lokalize edilmişlerdir -- diğer yanında da A. Erkanal ve K. İren tarafından 2003 ve 2004 yıllarında yapılan yüzey araştırmasında iyi bir şekilde araştırılmış Belen, Haykıran ve Çukurköy arasında kalan alan bulunmaktadır. Bu bölgenin arkeolojisi yeni keşfedilen arkeolojik buluntular ile zenginleştirilmiş, bu arkeolojik buluntular yukarıda tanımlanan taş döşeli antik yol ki hemen bir yerleşim biriminin yakınından geçiyor olmalı, bitkisel ve geometrik bezemeli taş parçaları olarak sıralanabilir.
Napoli "L'Orientale" Üniversitesi tarafından sağlanan Lazer tarama cihazı ile aşağıda açıklanan yapılaraın taraması gerçekleştirildi. 3 alanda lazer tarama yapılmıştır. Bu alanlar (a) "Agora-stoa" olarak adlandırılan dikdörtgen terası destekleyen aşağı polygonal duvarlar; (b) aynı terası sınırlayan yukarı polygonal duvarlar; (c) Haykıran Köyü ile Çukurköy asfalt yolunun bitişiğinde yer alan ve Atatürk yolu olarak da bilinen taş döşemeli yoldan oluşmaktadır. Yukarıda belirtilen 3 alana ilişkin lazer tarama sonuçları-bilgileri ayrıntılı olarak gelecek aylarda tamamlanacaktır ve kalıntıların 2 ve 3 boyutlu çizimlere-resimlere dönüştürülecektir.
2006
2006 çalışmasına ön araştırmalarla başlanmıştır. 2007 yılında da devam etmesi planlanan çalışmalar, alanın arkeolojik ve epigrafik incelemeleri, topografya çizgilerinin belirlenmesi, kağıt üzerinde ve sayısal ortamda haritaların hazırlanması konularını kapsamaktadır. Alanın daha önce hazırlanmış bir planı bulunmamaktadır. Çalışmalar beş bölgede odaklanmıştır.
Akropol'de (Görece Kale) yoğun olarak kaçak kazılar yapıldığı ve bazı bölgelerde deliklerin, mevcut kalıntıları zedelediği anlaşılmaktadır. Üst bölümde iki teras belirlenmiştir; kayaya oyulmuş adak nişleri, burada tapınma alanları olduğunu düşündürmektedir. Tespit edilen diğer kalıntılar arasında yer alan sarnıç ve kuyular, değirmen taşları, zeytinyağı presleri ve çok
miktarda tezgah ağırlığı ise konut veya işlik alanlarına işaret etmektedir. Ana kayanın boşluklarına inşa edilmiş surlara ait kalıntılar da görülebilmektedir.
Akropol'ün kuzey yamacında, tiyatroya ait kalıntılar bulunmaktadır. Yapının oldukça küçük bir bölümü korunmuş olmasına karşın, caveanın oturma sıraları yer yer görülebilmekte ve sahne binasının temelleri anlaşılabilmektedir. Burada, birinin üzerinde, kime ithaf edildiğini belirten yazıtlar olan, Geç Helenistik Döneme ait iki heykel kaidesi bulunmuştur.
Daha batıda, agora olması muhtemel büyük bir yapı grubuna ait kalıntılar vardır. Bunlar, 200 m uzunluğunda olan ve 3 m yüksekliğinde poligonal bir duvarla desteklenen bir teras; buna bitişik iki büyük teras; ve stoaya ait olması muhtemel çok sayıda sütun tamburunu içermektedir. Bu yapı grubunun üstündeki ve altındaki yamaçlarda, diğer teraslara ait olabilecek kalın duvarlar görülmektedir.
Kuzeyde, akropolden 0.5 km ve 1 km uzaklıklarda iki farklı nekropol tespit edilmiştir. Her ikisinin de kaçak kazılardan zarar gördüğü anlaşılmaktadır. Mezarların çoğu, çevresi ve üzeri yerel taşlarla kapatılmış sandık mezar tipindedir.
Yüzey araştırması, yerleşimin 10 km çevresini içine alacak şekilde gerçekleştirilmiş ve çevre köylerde, yeniden kullanılmış olan pek çok mimari parça tespit edilmiştir. Temnos (Görece Kale) is located at Görece village, in the mountains to the northeast of Menemen. This city of southern Aeolis was mentioned by Herodotus and appears to have prospered during the Classical period. It was annexed by Pergamon in the 3rd century BC and passed to the Romans with that kingdom. It continued to be occupied until the 9th century AD. Archaeological, topographical and epigraphical surveys by the Italian Archaeological Survey Mission at Temnos began in 2006 under the direction of Giuseppe Ragone of the IIIrd University of Rome.
Temnos antik tiyatro ve koyağı...
Sizin bulduıgunuz bılgıler dogrultusunda ılave edılecek bazı seyler bulunmaktadır.
YanıtlaSil1. Burada daha baska yerlesım yerlerınınde bulunduğu,
2. Güneybatı kesımde buldugunuz yol uzerınde bır konaklama merkezı (han) olduğu, bu hanın yollarının guney ve batı olmak uzere ıkıye ayrılarak denize dogru uzandığı,
3. Temnos olarak bılınen Görece kalesinin o donem yasantısının ıhtıyacı olan bır tapınak olarak yapıldıgı ve daha sonraları kale olarak kullanıldığı,
4. Burada yapılan yüzlerce kaçak kazının sonucunda eserın tarıhı yuzunun olumsuz etkılendıgını,
5. Kayıt altında olmadıgı halde 2005-2006 yıllarında buradan tırlara yuklenerek dısarıya tasınan kaya parçalarının oldugunu bılmenızı ısterım.