19 Nisan 2009 Pazar

Drys/Rufiniani/Ropheninai'den, Caddebostan'a;

Caddebostan'ın eskiçağdaki isimleriyle ilgili DRYS
ve ROPHENİANAİ/ROPHENİANİ/RUFİNİANİ/RUFİNİANA ..Ramsay Anadolu'nun Tarihi Coğrafyası kitabında, (S.206. n0.63) Khalkedon/Kadıköy'ün 5km. kadar doğusundaki bir manastırın bulunduğu bir yerin adı diyor. Ad Prof.Bilge Umar'a göre bu biçimiyle Hellen dilinde "Ağaç" özellikle "meşe" anlamında ise de; yakın çevrede Adra/Odra ile bağlantılı Skodra/Üsküdar, Dragos, Androvitha(Sedef Adası), Neandros (Tavşan adası), Drakon, Drepana, Samandra hatta çok yakındaki Kalamış'ın Bizans çağındaki ismi de EUTROPİ'dir..Bu ad da bize Adra/odra bağlantılı sesleri hatırlatmakta. Adra/Odra /Adramys/Adramytteion/Madra/Adrasan gibi pek çok ad gördüğümüzden bu Drys'ün de (İlkçağ Hellen ağzında Dryüs okunurmuş) Adra/Odra Anatanrıça kökenli eski bir Anadolu dilinden geldiğidir..
Adra/Odra ODRYS adının DRYS edildiğini de vurguluyor Umar.. Olasılıkla ODRUVA yani "ADRA Tapınağı idi...
ROPHENİANİ/RUFHİNİANİ ismi ise; İmparator Konsantinos döneminde, Kadıköy yakınlarında en sevilen yazlık dinlence yerlerinden biri, orada bir imparator sarayı vardı.. Bu isim de Drys adından sonraki Bizans dönemine uyan bir yer tesbiti olarak karşımıza Caddebostan'ı çıkarmakta. Gene Ramsay'ın yapıtında aynı sayfalarda erken Hristiyanlık döneminden kalmış bir belgede, Kadıköy'ün 3 Mil doğusundaki Rufinianana Manastırından söz edildiğini öğreniyoruz. Söz konusu Roma'lı Rufinus, Theodosius döneminin önemli yöneticilerinden, 394de Hristiyan olan ve 395'de öldürülen Flavius Rufinus olsa gerektir..(Türkiye'deki Tarihsel Adlar: Prof. Dr.Bilge Umar,iNKİLAP YAY., Anadolu'nun tarihi coğrafyası - W.Ramsay,MEB)

Fotoğraflar; Caddebostan ile ilgili Değerli Sanat Tarihçi Prof. Dr. Yıldız DEMİRİZ'in iki kitabı var..Kendisi de bir Caddebostan'lı..İlkgençlik yılları Ragıp Sarıca Paşa Köşkü, çevresi, rıhtımı, civarında geçmiş, kitabında yaşamını da anlatıyor...Özellikle Dünden Bugüne Caddebostan kitabını okumanızı öneriyorum.. Kendisine bu güzel bilgiler ve belge niteliğindeki fotoğraflar için çok teşekkür ederim.
Aşağıdaki fotoğraflarda bugün Reşit Paşa Korusu bahçesinde bulunan bir Bizans Korint tipi sütun başlığı..Büyük kulüp bahçesindeki Caddebostan buluntuları..
Diğer fotoğraflarda ise eski ve yeni Caddebostan ile ilgili belge niteliğindeki olanlar ile, Ragıp Sarıca Paşa Köşkü bahçesindeki eskiçağ buluntuları, Ragıp Sarıca Paşa Köşkü ve çevresinin sahil dolgusundan izleyebilirsiniz..
Fotoğrafların siyah beyaz olanlarını, Caddebostan'ın tepeden; dolgu sonrası fotoğraflarının hepsini Prof. Dr.Yıldız DEMİRİZ'in kitabından aldım..Sayın DEMİRİZ ile tanışmış olmaktan dolayı onurluyum, Kendisi örnek bir Cumhuriyet aydınıdır...Uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum.
Aşağıdaki ilk iki fotoğrafta görünen yapı, 2007'ye kadar duran Plaj kabinleriydi. Sonra yeni site inşaatı ile hatıralarla birlikte kepçelerle yıkılarak görünmez oldular.
Büyük Klüp bahçesinde ve Göztepe Parkı'nda sergilenen Bizans Dönemi sütun başlıkları, sütun gövdeeri görülmeye değer.
Ayrıca Ragıp Sarıca Paşa Köşkü'nün bahçesinde de geç Bizans dönemini çağrıştıran sütun gövdelerini dolgularla denizden içerde kalmış çevre duvarının diplerinde izleyebilirsiniz.




Yukarıda değindiğim eski Caddebostan plajı ile ilgili bir anılı, belge niteliğinde bir yazı var.
CADDEBOSTAN PLAJI
Ragıp Sarıca Paşa Konağına bitişik,içinde incir ağaçları olan plajı REŞİT BEY işletirdi.
Arkası yola dayalı kabinlerden başka ,iki katlı uzunlamasına yapılmış binalar yazdan yaza kiraya verilir,
İstanbul ve Ankara'dan gelen tüm müşteriler bütün mevsim ailece kalırlardı.Plajın restoranı olduğu için yemek sorunu da halledilmişti.Günün kalabalığı dağılıp,akşam olunca pansiyonlarda kalan müşteriler grup grup otururlar,
sabahlara kadar eğlenirlerdi.Tiyatro ve ses sanatçılarının ,müzisyenlerin kaldığı bu plajın geceleri bir başka olurdu.Piyanist Fevzi ASLANGİL hemen her yıl ailesiyle gelir,en uçtaki odayı kiralar,bütün yazı geçirirdi.
Selahattin PINAR onu yalnız bırakmaz,Çiftehavuzlar'daki evinden her gece gelir,ASLANGİL'in türlü muzipliklerine yarı kızıp yarı gülerek katlanırdı.
Plajın sahibi Reşit Bey ,hafifçe öne egik bir vücut yapısına sahip,sessiz,terbiyeli,daima siyah elbise giyip,kravatsız dolaşmayan bir İstanbul beyefendisiydi.Çok kere kışları bile plajın içindeki evinde kalırdı.Kızkardeşi Naziye hanım kapıda bilet keser,hemen bütün müşterileri tanırdı.
Sıcak yaz günlerinde plajı dolduran kadın,erkek ve çocukların sesleri akşam güneşi batarken kaybolur,yerini bitişikteki Caddebostan Gazinosu'ndan gelen müzik sesi doldururdu.Plajın içi geniş bir aile topluluğunu hatırlatır,
herkes birbirini tanır,aileler arasında yemek ikramları yapılırdı.
REŞİT BEY'den sonra birkaç yıl daha NACİYE Hanım kuruluşu sürdürdü ise de artık yorulmuştu.Plaj kiraya verildi.
Fakat eski havası kalmamış,müşteriler değişmişti."GÜNÜN BİRİNDE YOL GENİŞLETİLDİ.BİTİŞİKTEKİ CADDEBOSTAN GAZİNOSUNUN ÇAM AĞAÇLARIYLA DOLU BAHÇESİ YOK EDİLDİ.PLAJA AİT BÜTÜN BİNALAR YIKILDI."
Böylece REŞİT Bey'in plajından en küçük bir iz bile kalmadı.
Bu yazıyı biraz da kısaltarak getirdim buraya.Ancak tarihler burada yok. İşte hergün gezdiğimiz,spor yaptığımız,serinlediğimiz,adaları seyredip fotoğraflar çektiğimiz Caddebostan Plajının veolmayan "kalıntılarının" buruk öyküsünden bir kesit..
KAYNAK:Bizans Metropolünde İlk TÜRK KÖYÜ:KADIKÖY -yazan:DR.MÜFİT EKDAL



































































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder