16 Mart 2010 Salı

Saraçhane Arkeoloji Parkı



Saraçhane Arkeoloji parkı olarak düzenlenen alan, aslında yoğunluk olarak da Bizans dönemi kalıntılarının yoğun olduğu Tarihi Yarımada'nın en önemli yerlerinden. Valens su kemeri'nin (Bozdoğan Su kemeri) konumlandığı alanın karşısında belediye binasının yanında Hagios Polyeuktos Bazilikal Kilisesi var, ayrıca Saraçhane ve çevresindeki araştırma ve kazılardan elde edilen kalıntılar, sütunlar, arşitravlar, lentolar, sütun altıkları, kaideler de alanda sergilenmekte.




Tophane, Fındıklı Metopon/Argyropolis/Palinormikon Kalıntıları-2




Yukarıdaki tarihi fotoğraflarda en sol tarafta camii karşısında konumlanan Metopon kalıntısı duvarlar belirgin bir biçimde görülmekte. Üçüncü fotoğrafta croplayıp biraz daha yakınlaştırdım, aşağıdaki fotoğraflarda göreceğiniz kalıntılar alanının yıllar öncesinden genel bir panaromasını izliyoruz.

Evet ;Tophane/Metopon/Metopen/Argyropolis/Palinormikon (Fındıklı) hattının Aianteion (Salı Pazarı) bölümüne yakın tepesine 16 Mart 2010 tarihinde çıkarak aşağıdaki fotoğrafları çektim. Çeşitli yapı kalıntılarını gördüm, ancak hemen şunu belirteyim ki; yine feci bir mezbele ile karşılaştım. Kalıntılar alanı öylesine başıboş bırakılmış ki, yazıklar olsun gerçekten de... Duvarların arkasında yine vahşi kapitalizmin uyuşmuş lumpenliği; atılmış çekyatlarda, adeta bir açıkhava çöp müzesinde mezbelelik içinde muhabbeti ilerletmişlerdi.... Güzeller güzeli sokak köpecikleri için burası son derece kötü görünümlü ve sağlıksız bir barınak olmuş. Evet, Etraf tam bir tarihi doku içersinde kalmış açık hava çöp müzesi...
Yer İstanbul'un ve tarihi yapıların göbeğinde, çevrede modern iş merkezleri, üniversiteler, müzeler, cafeler var, tramvay geçiyor, arabalar park etmiş. Tophane tam bir ana artel. Çevre turist kaynıyor.
En kısa zamanda Metopon/Metopen kalıntılar alanında bir temizlik yapılması ve alanın çevrilerek bilimsel araştırma, kazı ve restorasyonların yapılması gerekiyor.
Blogspotumda Birinci bölüm aşağıdaki linkte görülüyor.
http://erkmensenan.blogspot.com/2009/04/tophane-fndkl-metophonargyropolis.html

Aynı yazıyı ilgilendiren bölümleri buraya yeniden taşıyorum, bilgiler eşliğinde yazıları okuyunuz. 16mart 2010 günü çektiğim fotoğraflarda sonlara doğru , aşağıdan da yani Cadde yönünde de fotoğraflar çekecektim, ama şarjım bitti. Onlara daha sonra yeniden devam edeceğim.

Bizans Devrinde Anaplus ve Bizade adlarını taşıyan Rumeli Yakasının en ucunda,başlıbaşına bir şehir oluşturan Galata'yı, Argyropolis 'in/Palinormikon'un (Fındıklı,Gümüş Şehri) izlediği sanılır.Şimdiki Tophane dolaylarında Fındıklı'da olması muhtemel görülen bu yerde Hadrianus ve Nathalia adlarına IX. yüzyıl başlarında METOPHANES tarafından yapılmış bir kilise vardı..Burada Tophane yokuşundaki KAADİRİHANE Tekkesi altında Bizans Devrine ait bazı mahzen kalıntıları bulunmuştur..
Galata'nın bu kesiminde Tophane Binaları ve kışlası 1955-1956da yıktırıldıktan sonra meydana çıkan yamaçta, Nusretiye Camii karşısına düşen bir yerde bir Bizans kilisesine ait olması kuvvetle muhtemel bazı temel ile tuğla duvar parçalarının ortaya konulduğuna işaret edilebilir.1974'de Denizcilik Bankasına ait yeni yapılardan Karaköy tarafındaki ilkinin tam karşısında, yamacın dibinde bu yıkıntılardan bir kısmı görülebilmekte, fakat ne çeşit bir yapıya ait olabilecekleri hususunda kesin bir neticeye ulaşılamamaktadır..Bu duvarlardan Fındıklı tarafında olanlar 48cm ölçüsünde kare 4cm kalınlığında tuğlalardan ve aralarında 4,5 cm kalınlığında harç ile işlenmiş, Karaköy tarafındakiler ise 4cm kalınlığında tuğla ve 6 cm kalınlığında harç ile örülüdür.
Böylece burada iki ayrı devir gösteren bir yapı kalıntısı olduğu anlaşılmaktadır.
Bu Tophane'deki Bizans Yapısının çok ilgi çekici bir buluntu verdiğine de burada işaret etmek yerinde olacaktır.. Bu Kilise (?) yapısının içinde çok değişik tipte, üstte ölçüleri 0m. 78X0m 70 ve yüksekliği 0m55 olan bir sütun başlığı bulunmuş, arkeoloji müzesine teslim edilmiştir.Yörede bulunan diğer buluntulara önümüzdeki günlerde örnekleriyle değineceğiz.
Metopon ile ilgili Dionysios Byzantios'un Anaplous Bosporou'sundaki bölümü aynen aktarıyorum;
Ostreodes'in (Tophane civarı) ardından Metopon (="alın") adı verilen yer gelir. Burası kentin karşısındadır. Çünkü burassı Bosporos Burnu'na (Sarayburnu) bakar. Görünümünden dolayı bu ad verilmiştir. Çünkü kara tarafında zemin düz, deniz kıyısı sarp ve dikeydir. Bununla beraber, tanrısal tanıklıklardan yoksun değildir. Zira Apollon'un onurlandırıldığı bir yerdir.

KAYNAKLAR:
Bizans Devrinde Boğaziçi:Prof. Dr.Semavi EYİCE-Yeditepe yay.
İustiniaus Döneminde İstanbul'da yapılar : Fırat DÜZGÜNER - Ark. ve sanat yay.

Boğaziçi'nin Eskiçağ tarihi ve yer adlarıyla ilgili en geniş kaynak bence PETRUS GYLLİUS'un DE BOSPORO THRACIO " yani "İSTANBUL BOĞAZI" adlı yapıtı. (Eren yayınları, Çeviren: ERENDİZ ÖZBAYOĞLU) Burada 85. Sayfada Metophon ve yakındaki Aianteion (Salı Pazarı) ve Polinormikon (Fındıklı? Argyropolis) adlı bölümü okumak gerek.
Bir diğer önemli kaynak ise

DİONYSİOS BYZANTİOS'un ANAPLOUS BOSPOROU adlı yapıtı, Türkçesi:BOĞAZİÇİ'NDE BİR GEZİNTİ, Çeviren: MEHMET FATİH YAVUZ -YKY YAYINLARI