Fenari İsa Camisi (Konstantin Lips Manastır Kilisesi) 907 - 14. yüzyıl | Yaptıranlar: Konstantinos Lips ( Libos ) ( Kuzey Kilise ) İmparatoriçe Theodora ( Güney Kilise ) Kuzey kilise: 907 Güney kilise: 13. yüzyıl sonu Paraklesion: 14. yüzyıl VI. Leon döneminde görev yapmış bir donanma komutanı olan Konstantinos Lips tarafından kurulan, Moni Tu Libos Manastırın bünyesinde ele alınan Fenari İsa Camisi, ayrı dönemlere ait birbirine bitişik iki kilise ve "L" biçimli bir paraklesiondan oluşur. Kuzey kilise Apsis çıkıntısının üstündeki Grekçe kitabede kilisenin Meryem'e sunulduğu bildirilir. Orta Bizans devrinin yaygın plan tipi olan "kapalı Yunan haçı" formundadır. İstanbul'daki Bizans yapıları içinde zengin plastik mimariye sahip önemli yapılardan biridir. Başlık, silme ve kubbe eteği silmelerinde özenli taş işçiliği görülür. Yapının önünde uzanan narteksten ana mekâna geçilir. Dört taşıyıcı paye üzerinde yükselen kubbe çevresinde haçın kollarını oluşturan dört tonoz yer alır. Kubbenin dört tarafında dört küçük şapel yer alır. Dışarı taşkın apsisin iki yanında yonca biçimli pastoforion odaları bulunur. Derin bir bema kemerine sahiptir. Güneydeki Kilise 13. yüzyıl sonlarında inşa edilmiştir. Özellikle doğu cephesindeki tuğla bezemelerle "Palaelogoslar dönemi" mimarlığının en önemli yapılarındandır. Ayrıca, Bizans'ın son döneminde İstanbul'da ortaya çıkan "dehlizli plan tipi"nin en güzel örneğidir. Dış narteksi izleyen ana mekân kare bir kitle halinde yükselerek bir kubbeyle sonlanır. Özgün yapıda orta nef yan neflerden kuzey, batı ve güney yönlerinde her biri iki sütunla desteklenen birer arkatla ayrılıyordu, ancak bu sütunlar Türk döneminde kaldırılmış iki büyük tuğla kemer ile üst yapı desteklenmiştir. L-biçimli Paraklesion Kuzey ve güney kiliselerini batı ve güneyden saran bu bölüm 14.yüzyıl ekidir. İçinde toplam 22 adet mermer lahit bulunmaktadır. Yapı II. Bayezid Dönemi'nde 15.yüzyıl sonlarında Osmanlı ülema ailesinden Fenarizadelerden Alaeddin Ali Efendi tarafından camiye çevrilmiş, manastır da zaviyeye dönüştürülmüştür. Hatice Adıgüzel
| |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder