3 Mayıs 2009 Pazar

Teos antik kenti, Sığacık/Seferihisar

TEOS ANTİK KENTİ/SIĞACIK

Prof.Dr.Bilge UMAR Ionia kitabında Teos'la ilgili bilgi verirken diyor ki;Teos adının Hellen dilinde bir anlamı yoktur;aslının ,tıpkı Paphlagonia'daki(Batı Karadeniz bölgesinin antikçağdaki ismi) TEİON (Şimdi FİLYOS/HİSARÖNÜ)kentinin adı gibi ,Luvi dili ardılı bir Anadolu dilinden geldiğini ve öz biçiminde TA-UWA,TA(ATTA,BABA)tapınağı olduğunu sanıyorum.
Luvi dilinde ve ardılı dillerde A ile başlayan sözcüklerin bu A ihmal edilerek de söylenebildiğinin birçok örneğini biliyoruz.AMA yerine MA,ADA yerine DA,ADRA yerine DRA/TRA gibi.Dolayısıyla TA da ATTA'nın çeşitlemesidir.Ancak "Baba"anlamındaki bu sözcük hem Baba Tanrıyı,Ana tanrıçanın erkeğini anlatırdı hem de tıpkı Papas sözcüğünde olduğu üzere rahip anlamındaydı.(Alıntı:Türkiye'deki Tarihsel Adlar-Bilge UMAR)Burada TEOS/TEİOS biçimine bürünmüş TA-UWA adı içinde,tanrı ATTA mı yoksa Teos'daki tapınağın kam'ı(rahibi)mi kastediliyordu,bu soruya güvenle yanıt vermeyi sağlayacak dayanağımız yoktur.
TEOS'daki Araştırma ve kazılar:
1962 öncesinde birkaç dar kapsamlı ,daha çok yüzey araştırması nitelikli çalışma yapılmıştı.
1862 yılında PULLAN
1925 yılında LAUMONİER ve BEGUİGNON
1962 -1966 arası Prof.Dr.YUSUF BOYSAL ve Prof.Dr.BAKİ ÖĞÜN(Özellikle Dionysos tapınağının temenos alanında)
1980-1984 arasında Dr.MUSTAFA DURAN UZ(Teos'da benim de ilkgençlik yıllarımda tanıştığım çok değerli bir bilim insanıydı,Sığacık'da halk tarafından da hala çok seviliyor ve anılıyor)
1985-1986da J.CLAYTON FONT
1995-1996 ve sonrası yıllarda Taçdam -ODTÜ 'den Doç.Dr.NUMAN TUNA


Teos antik kenti çok büyük bir alanı kapsayan görkemli bir antik kent izlenimi veriyor.Bu belirtileri farklı uzaklıklardan baktığımızda dağınık gibi duran kalıntılardan da anlamak olası,Kaynak:TEOS ARAŞTIRMALARI1995-DOÇ.DR.NUMAN TUNA 14. Kazı Araştırma Sonuçları Toplantısı 1.Cilt 27-31 Mayıs Ankara,T.C Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü






TEOS ANTİK KENTİ,TARİHİ VE TARİHSEL COĞRAFYASI,GEZEBİLECEĞİNİZ KALINTILAR:



Teos antik kenti uluslararası arkeoloji literatürü içersinde çok değinilen,hakkında ulusal ve uluslararası yayın bulunan antik kentlerimizden ..
Teos'un coğrafyası ve komşuları:.
İlkçağ Teos kenti, kıyıdan içerde olan ilçe merkezi Seferihisarın 5 km kadar batısında, Urla Yarımadası'nın biraz altında Ege Denizi'ne uzanan ve kendisiyle Urla Yarımadası arasında Sığacık Körfezi'ni oluşturan küçük bir yarımadanın tam kıstağında idi.Bu nedenle iki limanı vardı; kuzey limanın yerinde Ortaçağda ve sonrasında, Sığacık yerleşimi oluşmuş Kanuni Sultan Süleyman zamanında burası bir hisar içine alınmıştır.Ancak kent daha çok,güney bölüme yayılmıştır; günümüze ulaşan başlıca kalıntıları da oradadır.
Bugün Sığacık adını taşıyan büyük körfez, Korykos (Kıran) Dağı'nın hemen doğusundadır. Bu dağın kuzeyinde Teos'a ait son kasaba durumundaki, küçük fakat en azından İ. Ö. 8. yüzyılın sonlarından beri iskan edilmiş Airai (Demircili/Ada) yer alıyordu. Thoukydides (VIII 18-19) ve Strabon'da (644) Erai adıyla anılan bu küçük kasaba bir yarımada üzerine kurulmuştu ve iki doğal limana sahipti.
Sığacık Körfezi'nin doğu kıyıları boyunca güneye doğru gidilirse, Makria (Doğanbey) Burnu'na gelmeden önce, kayalık bir ada üzerindeki Myonnesos (Çıfıt Kale) kasabasına ulaşılır. Thoukydides'e (III 32) göre, Teos'a bağımlı olan kasaba eskiden ana karaya bir yolla birleşikti(Liv. XXXVII: 27,7). Bergama kralı I. Attalos'un buyruğuyla bir süre, Ephesos'tan çıkarılan İonialı Dionysos Sanatçıları'nın barınağı oldu ..
TEOS'un Kuruluşu
12 İon kentinden birisi olan Teos'u ilkkez M.Ö.1080lerde Athamas?ın kurduğu biliniyor. Küçük Asya Tarihi adlı eserin yazarı, Sarl Teksiye Teos'u İ. Ö. 2000 yıllarında Akhalar'dan kaçan Giritliler tarafından kurulmuş olan Karyalıların bir şehri olarak gösterir. İ. Ö. 1190 yıllarında Dorların önünden kaçan Akhalar ve bazı Yunan kavimleri Batı Anadolu sahillerine göçmeye başladılar (. İlk kafile Athamas'ın başkanlığında Teos'a çıktı. Ve çok iyi karşılandı. Bu iyi kabul, duyulunca İon kolonizasyonu sırasında Kodrosun meşru olmayan oğlu Nauklos ve daha sonra Atinalı Apoikos ve Damasos ve Boiotialı Geres tarafından ikinci kafile Teos'a geldi (9). Yerlileri azınlıkta kalan Teos böylece bir Karya şehri olmaktan çıktı ve İon şehri oldu. Büyük Dünya Tarihi adlı eserin yazarı Jak Pirenni'ye göre Teos, en parlak devrini İ. Ö. 900 yıllarında Asurluların tesis ettiği barış döneminde yaşadı. Bu dönemde İon kolonileri; Teos, Miletos, Priene, Ephesos, Kolophon, Klazomenai, Khios, Samos, Phokaia, Lebedos, Myous ve Eryhtrai birleşerek Panionion adı verilen İon konfedarasyonunu kurdular. Dodekapolis olarak da anılan bu on iki kent devletinin din merkezi ve toplanma yeri, Samos Adası'nın karşısında, anakaradaki Panionion (Kuşadası-Davutlar)da bulunmaktaydı. Birlik üyeleri sadece soy ve dine bağlılık anlamında bir araya geliyorlar, dış politika ve aralarındaki siyasi ilişkilerde özgür davranıyorlardı. Bu yüzden Pers saldırılarına karşı etkili bir savunma gerçekleştiremediler. Bu fedorasyon, maden işlemede, deniz ticaretinde ve kara ticaretinde dünyaca ün aldı (10). Kente atfedilen, üzerinde ISOM yazılı, grifon başı işlenmiş altın Phokaia stateri sayılmaz ise, Teos'a mal edilebilecek en eski sikke 9 gram elektrondan üzerinde griffon başı bulunmaktadır. Kentin asıl tanrısı Dionysos kültünü sembolize eden griffonun Teos'un kolonisi Abdera sikkelerinde de benimsenmesi para basımının Teos'ta erken bir devirde başladığını gösterir .
Taşdibi Tepesi ve yakınında bulunan Karagöl'deki taş ocaklarındaki buluntular, kolay taşınması ve ekonomik olması amacı ile ilginç bir şekilde kesilmiş kireçtaşı bloklardan oluşur. Üzerindeki Yunanca yazıtlarda bölge valisinin adı, ocak numarası okunabilmektedir

Teos halkı başlangıçtan beri Dionysos'u kentin baş tanrısı olarak kabul etmiş ve yüzyıllar boyunca ona kentin baş tanrısı olarak saygı duymuştur. Dionysos kültü asıl saygıyı tekhnitlerin (tiyatro oyuncuları ya da Dionysos rahipleri) İ. Ö. 3.yüzyılın 2. yarısından itibaren Teos'u merkez etmesiyle kazanmıştır.


Dionysos Sanatçıları



Teos'un baş tanrısı Dionysos'du. Dionysos'a gösterilen büyük saygı, İ. Ö. 3. yüzyıl sonlarında kentin itibarını büyük ölçüde arttırmıştı. Teos, Dionysos Sanatçılarının Batı Anadolu koluna merkez seçildi; toprakları kutsal ve dokunulmaz sayıldı. Sözünü ettiğimiz Dionysos Sanatçıları tüm Yunan dünyasında düzenlenen tiyatro ve müzik şenliklerine paralı sanatçılar sağlayan bir profesyonel oyuncular ve müzisyenler loncası idi. Dionysos Sanatçıları'nın diğer önemli merkezleri, Yunanistan'da Atina ve Tebai, İtalya'da Syrakusa ve Mısırda Ptolemais kentlerinde bulunmaktaydı. Teos'daki merkezin yanı sıra bir çok kentte de yakın çevreye hizmet götüren ve tragedya, komedya, müzik, şarkı ve başka dallarda yapılan yarışmalarda ödül için boy ölçüşen yöresel şubeler kurulmuştu. Tiyatronun daima Dionysos'un koruması altında bulunması yüzünden, Dionysos Sanatçıları yalnız profesyonel değil, aynı zamanda dinsel bir topluluk niteliği taşıdılar ve vergi bağışıklığı ile can güvenliği başta olmak üzere, her yerde tanınan bazı evrensel haklardan yararlandılar. Her şubenin kendine özgü bir düzeni vardı ve bağlı olduğu kentten geniş ölçüde özerk bir yapıya sahipti. Sanatçılar birliği ile söz konusu kent arasında ilişkiler özel bir anlaşma ile düzenleniyordu. Ne var ki Sanatçıların kolay insanlar olmadığını herkes bilir. Toplumun asla göz ardı edemeyeceği Dionysos Sanatçıları da kendilerini aşırı derecede önemsediler; bu yüzden adları sorun yaratan bir topluluk olarak kötüye çıktı. Philostratos onları, çok saldırgan bir grup sözcükleri ile tanımlar ve güçlükle bir düzene sokulabildiklerinisöyler. Aristotelesin problemlerinden biri, Dionysos Sanatçıları neden kötü insanlardır? sorusuna ayrılmıştır. Düşünürün önerdiği çözüm, Sanatçıların çoğu zaman kuralsız bir yaşam sürdürdükleri ve sanatlarını sanat için değil, ekmeklerini kazanmak için yaptıkları, böylece bilgeliğe erişme çabalarına adayacak hemen hiç zamanların kalmadığı yolundadır.

İonia'daki loncanın tarihçesi, bu yargıyı hiçbir şekilde çürütmez. Başlangıçta her şey iyi gider. Teoslular bir talent değerinde bir arazi satın alıp, iyi dilekler ve dualarla Dionysos Sanatçılarına armağan ederler. Fakat çok geçmeden kavgalar başlar ve giderek sıklaşır. İ. Ö. 152de patlak veren isyan sonucunda Dionysos Sanatçıları kentten kovulur. Sanatçılar Efes'e taşınmak zorunda kalırlar. Anlaşılan, Sanatçılar orada da pek sevilmemişlerdir. Pergamon Kralı II.Attalos onları Myonnesos'a gönderir. Bunun üzerine Teoslular Romalılar'a başvurarak kendi haklarının, sınırlarındaki başka bir kente verilmesinden yakınırlar. Sanatçılar bu kez Lebedos'a götürülürler. Sonunda iyi karşılandıkları bir yer bulmuşlardır. Çok az nüfusa sahip Lebedos, elindeki insan gücünü arttıran her türlü katılıma kucak açmaktadır. Ancak Marcus Antonius bir gün onlara Priene'ye taşınmalarını emreder. Neyse ki Kleopatra yararına yapılan bir çağrıdır. Kısa bir süre sonra Dionysos sanatçıları, Lebedos'a dönerler.....

a) TEOS Kütüphanesi
Anadoluda İonia bölgesindeki Teos kentinde bir gymnasium kütüphanesinin bulunduğu konusunda bazı bilgilere rastlanmıştır. İ. Ö. 1.yüzyıllara tarihlenen bir yazıta göre, bu kentte bir gymnasium bulunmakta ve buranın Paidesinde öğrenciler için Grammatikos'un denetiminde kütüphane yararına kitap yazma ya da kopya etme konusunda yarışmalar düzenlendiği belirtilmektedir. Fakat bu yazıt kötü durumda olduğu için fazla bilgi edinemiyoruz. C. Wendel'e göre, ayrıca burada kaligrafi dersi de veriliyordu.

b) Teos'lu Apellikon'un Kütüphanesi
Strabon'un verdiği bilgiye dayanarak, Aristoteles'in topladığı kitaplar önce Theophrastos'a sonra da onun öğrencisi Neleus'a kalmıştır. Bu kişi tarafından Troas'tan Skepsis'e taşınan kitaplar, varisleri tarafından iyi bakılmamış daha sonra Bergama Kütüphanesi için yapılan zoraki toplamalardan korunmak için yer altında, rutubetli bir ortamda saklanmışlardır. İ. Ö. 100 yıllarında Apellikon tarafından satın alınan kitaplar kısmen bozulmuştur.

Fakat bir filozof olmaktan çok, sadece bir kitapsever olan Apellikon, bu kitapların bozulmuş olan yerlerini hatalı olarak tamamlayıp çoğaltmıştır. Sonraları Atina'nın alınması sırasında, Apellikon'un kendi malı durumunda olan bu kitapları Romalı komutan Sulla, Eski Yunan kültürüne önem verdiği için Atina'dan alıp Romaya savaş ganimeti olarak getirmiştir. (M.Ö. 86). Ve Romada, Tyrannion adlı bir bilgin kitapları yeniden gözden geçirerek formalar halinde yayımlamıştır. Strabon'un verdiği bu bilgiden sonra Posidon da Athenaios'a dayanarak, Apellikon'un kütüphanesinden söz etmektedir. Ona göre, aslında Teos'lu olan Apellikon belki de Roma'ya duyduğu antipatiden dolayı Atina vatandaşı olmuştur. Parlak ve maceralı bir meslek arayan Apellikon, Peripatoscuların felsefe okuluna devam etmiştir. Zengin olan Apellikon daha sonra filozof Aristoteles'in kitapları ile birlikte daha pek çok kitabı satın almıştır.Delos'taki tapınağı yağmalamasına rağmen, İ. Ö. 88 yılında, burada Romalıları yenmesi amaçlanarak, Peripatoscu Aristion tarafından kendisine komutanlık görevi verilmiştir. Ayrıca Metroon'da depolanmış olan eski belgeleri de mülkiyetine geçirmiştir. Fakat bu hırsızlığı Atina'da öğrenilmiştir.

TEOS AKROPOLÜ:

AKROPOL

Kocakır Tepesi olarak isimlendirilen akrapol üzerinde Teos'un bilinen en eski anıtsal yapı kalıntıları bulunmaktadır.1925 yılı Fransız kazıları sırasında bu alanda çalışılmış, görünen yapı kalıntılarının krokisi çizilmiştir. Dr. Mustafa Uz tarafından tapınak ve altarın rölöve çalışmaları 1989 yılından beri sürdürülmekte idi.Akropolün taç kısmı ve doğu eteğindeki Arkaik teras duvarları ve Arkaik yapı izlerinde eski araştırmacıların belgelediği durumdan günümüze, diğer kalıntılarda görülenin aksine, fazla bir değişiklik bulunmamaktadır.

Akropol'ün taç kısmı teras halinde düzenlenmiştir; tepenin kayalık dik kenarı ile uyumlu çevre duvarı ile belirlenmiş oval biçimli bu alan yaklaşık 125 m. genişliğindedir. Duvar kalınlığı kuzey kenarda ortalama 1.40 m., batıda 1.82 m.dir. Yapı taşı olarak iri gözenekli, sert yerel kalker kullanılmıştır. Çevre duvarları ocak kesimli olarak bırakılan, arkalı önlü çift orthostat tarzında dikilen, arası toprak/kırma taş doldurulan bir yapı tekniği gösterir. Düzensiz çokgen, iri dörtgen örgülüdür. Bu duvarlar İonia'daki bilinen en eski duvar yapım tekniğindeki örneklerden biridir.

Bu duvar sistemi yer yer çift sıra halinde rampalar ve yollar ile akropolün taç kısmında bir temenos alanı oluşturmaktadır.Kuzey ve batıda bir bölüm olmak üzere çevre duvarı iyi izlenmekte, güneye doğru eğimle beraber izlenmesi güçleşmektedir; daha sonra yapılan ekler ve modern tarla duvarı düzenlemelerinden ayırmak zorlaşır. Bu duvarlar A. Akarca tarafından İ.Ö.4. yüzyıla tarihlenmektedir.

Terasın ortasına doğru bir kayalık bulunmaktadır. Akrapolün bu sivri ucuna dayanmış doğu-batı ekseninde ince uzun yapı kalıntısı kabaca 37x7.5 m. boyutlarındadır. Hekatompedos (100 ayak) ölçülerinde bir tapınağa ait bu yapı doğu girişlidir, yer yer ana kayaya oyulmuş yer yer de kabaca yonulmuş uzun dikdörtgen taşlardan yapılma bir alt yapıya sahiptir. Anadoluda bilinen tek örnek olan bu anıtsal yapının plan tarzı İ. Ö. 7. yüzyıl Sisam adası tapınağını andırmaktadır.Fransız araştırmacılar ve Dr. Duran M. Uz tarafından yüzeyde saptanan mimari parçalara göre, Teos Yarımadası Killik Burnu mevkiindeki ocaklardan gelen ince grenli kireç taşı malzemeden bu yapıya üst yapı inşa edildiği anlaşılmaktadır.

Tapınakın girişinden 15 m. daha doğuda Arkaik Çağa ait sunak yapı kalıntısı yer alır. Fransızlar tarafından eskisi çıkarılan sunak yapısının Dr. M. Uz tarafından rölövesi çıkartılmıştır. Kuzey-güney ekseninde olan sunak, tapınağın doğu-batı eksenini ortalamaktadır. Yapı 19.40x14.62 m. boyutlarındadır. Kaba yontulmuş yerel kalker bloklardan euthynteria döşemesi yer yer ana kayaya oturmakta; hemen doğu kenar boyunca dikdörtgen örgülü taş blok sırası daha geç bir döneme ait olmalıdır.

Akropoldeki eski duvar sistemi eğim doğrultusunda 100 m. batı yönünde bir noktada Hellenistik savunma duvarlarına bağlanmaktadır. Akropolün 150 m. kuzeydoğusunda çokgen kenarlı örülmüş teras duvarı köşesi en eski savunma duvar sistemine ait olmalıdır. Arkaik çağ teras duvarları kuzeydeki daha geç çağın savunma duvarı sistemine bağlantısı açık değildir ...


TEOS DİONYSOS TAPINAĞI

Teoslular'ın baş tanrısı Dionysosun ünlü tapınağı kentin batısında surların hemen içindedir. Tapınak, tiyatrodan uzak, Hellenistik kent duvarlarına yakın bir şekilde yerleştirilmiştir. Etrafı stoa ile çevrelenmiş bulunan bir temenos alanın batısında yer alır. Stoa kuzey ve güney yanlarda Dor, doğu ve batıda ise, İon düzeninde inşa edilmiştir . Temenosa girişin kuzeybatı ve güneybatı köşelerdeki anıtsal kapılarla sağlandığı düşünülmektedir .Temenos alanı doğuya doğru alçaldığı için buraya bakan giriş bölümünde basamaklar yanlara oranla daha fazladır. Krepidoma önde 12, diğer taraflarda ise 6 basamaklıdır. Tapınak 11.x.6 sütunu ile bir hexastyle peripterosdur. Tapınakta Hermogenes'in tercih etmiş olduğu sistem olan eustyle kullanılmıştır .
Sur Duvarları

Teos'un Arkaik dönem surları çoğunlukla akropol çevresinde görülmektedir. Kyklopik tarzda yapılan duvarlar hakkındaki tarihsel bilgiyi Herodot'dan öğreniyoruz. İ. Ö. 545 yılındaki Pers istilasında komutan Harpagos tarafından yapılan yığma tepeler sayesinde Teos'un surları aşılabilmiştir. Hellenistik surlar son yıllarda Prof. Dr. Numan Tuna tarafından yapılan araştırmalar sayesinde geniş ölçüde ortaya çıkmıştır. Daha önceleri kent planına bağlı olarak dikdörtgen olduğu düşünülen surların, düzensiz bir şekilde geliştiği görülmektedir. İsodomos duvar tekniği ile yapılan duvarlar en fazla korunmuş haliyle Dionysos Tapınağının batı tarafında bulunmaktadır. Burada yapılan sondajlarda İ. Ö. X. yüzyıla kadar inen seramik buluntuları ele geçmiştir. Dionysos Tapınağının batısında kalan sur duvarlarının iç kısmında 1962 yılında yapılan kazılarda sur duvarı tabakalaşması hakkında önemli bilgiler elde edilmiştir. Duvarlar boyunca temele kadar inen buluntular, Hellenistik dönemden Arkaik döneme kadar olan bir zaman dilimine tarihlenmektedir. Fakat temelden sonra ana kayaya kadar olan, 80 cm. tabakada ise İ. Ö. 6. yüzyıldan başlayarak Geometrik döneme kadar süren buluntular tespit edilmiştir. Böylece mevcut sur duvarlarının İ. Ö. 6. yüzyıldan itibaren kullanıldığı, daha erken dönemlere ait surların başka bir yerde olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat ele geçen seramik buluntular, şekil ve süsleme bakımından Miletos'ta bulunan Geometrik çanak çömleğe benzemektedir. Böylece Teos'un ilk yerleşim tarihi, İ.Ö. 6. yüzyıldan 10. yüzyıla çekilmiştir
Tiyatro

Akropolis Tepesinin güney ucunda Dionysos Sanatçıları için özel bir önemi olan tiyatro yer alır . Tiyatrodan bütün ören yerini, limanı ve Myonnesos burnuna dek uzanan kıyıyı görmek mümkündür (40). 1963 yılında Prof. Dr. Yusuf BOYSAL ve Prof. Dr. Baki ÖĞÜN ekibi tarafından özellikle skenenin(Sahne binası) 2/3 ü, kısmen de orkestra bölümü kazılarak, tarihleme için çok önemli bilgilerin açığa çıkması sağlanmıştır. Tiyatro doğal eğim kullanılarak kurulmuştur . Eğimin yetersiz olduğu durumlarda tonozlu geçitler yapılmıştır . Sahne binası mimari elemanları korunmuş olmasına rağmen caveaya(Basamaklar) ait bloklar tahrip olmuştur. Tiyatro at nalı biçimindeki planı ve yamaç eğimini kullanması sebebiyle Hellenistik özellikler gösterir . Roma Çağında doğal yamacın el verdiği cavea kapasitesine eklenen yeni oturma sıraları için gerekli olan yüksekliği ve eğimi sağlayan alt yapı üzerine oturtularak genişletilmiş olduğu görülmektedir . Caveayı yükseltebilmek için altına tonozlu geçitler ( vomitorium ) yapılmıştır . Tiyatro yakınında bulunan mimari elemanlar sayesinde, Hellenistik dönemde, İon düzeninde skenesi olduğu, Roma döneminde ise İon ve Korinth düzenlerinin kullanıldığı iki katlı scaenae fronsa sahip olduğu söylenebilir. Orkestrada bulunan pişmiş toprak künk tesisat ise Roma Çağının en son evresinde yapılmış olduğu düşünülüyor .

Yakınındaki Sığacık Kalesi yapımında kullanılmış olduğu tahmin edilen tiyatro oturma sıralarının daha Fransız araştırmacıları döneminde bütünüyle sökülmüş oldukları bilinmektedir . Roma Çağında farklı dönemlerde değişime uğradığı yapım eklerinden görülen Teos tiyatro yapısında en önemli yapım evresinin Hadrian döneminde gerçekleştiği, skene yapısına ait çok sayıda bezemeli mimari üst yapı elemanlarından anlaşılmaktadır

Odeion(Bouleuterion)

Bouleuterion, kentle ilgili önemli kararları alan meclisin bulunduğu yapıdır. Fakat Teos'daki yapı 850 kişilik oturma kapasitesi ve agoraya yakınlığı nedeniyle farklı işlevler (odeion, tiyatro, müzik, sivil toplantılar) için de kullanılmış olabilir. Yapı içinde agora yöneticilerinin isimlerinin yazılı olduğu iki kare sunak bulunmaktadır.
Agoranın kuzey köşesinde yer alır. Doğal zeminden 4-5 m. yükselen ve yaklaşık 3 m. kalınlığında teras duvarı ile oluşturulan dolgu üzerine oturtulmuştur.

Buna göre, Teos meclis yapısının İ. Ö. yaklaşık 170lerde yapılmış Miletos bouleuterionunda olduğu gibi oturma sıraları üzerine dayanan kalın ahşap dikmelere sahip olmadığı anlaşılmıştır. Buna karşılık, Priene'deki bouleuterion yapısına benzer bir şekilde iç mekanda batı duvarı boyunca görülen fil ayakları ile çatı yükünün taşınması sağlanmış olmalıdır .
Gymnasium:
Kentin gymnasium kısımlarında çok az araştırma yapılmıştır Akropolün kuzeydoğusunda yer alan gymnasiumun büyük bir bölümü halen toprak altındadır ). Küçük sondajlar ve yüzey buluntuları ışığında, gymnasiumun Hellenistik dönemde inşa edildiği ve Roma döneminde değişikliğe uğradığı düşünülmektedir
Antik Liman

Çok iyi korunmuş olan Teos antik limanının güney savunma duvarları doğu-batı ekseninde kayma yaparak, dalgakıran olarak devam etmektedir. Burada en sık esen kuzey-kuzeybatı rüzgarlarına karşı doğal olarak korunmuş, ancak şiddetli esen lodosa karşı da dalgakıran ile güvenilir bir liman oluşturulmuştur. Dalgakıran yaklaşık 200 m. uzunluğundadır. Dalgakıranın denize bakan bölümü kıyı sürüntü hareketleri sonucu kum ile kaplıdır. Küçük bir akarsu ve kıyı sürüntü hareketleri ile limanın içi de dolmuştur. Dalgakırana koşut uzanan rıhtımın 87 mlik bölümü korunmuş, doğu ucu ise dağılmış ve kısmen su altındadır.

Rıhtım üzerinde gemi bağlama taşları oldukça iyi korunmuştur. Gemi bağlama taşları rıhtım duvar örgüsünü oluşturan dikdörtgen blok sırasına, dikine bağlantılıdır. Günümüzde rıhtımın gemi bağlama taşları su seviyesine batar duruma gelmiştir. Rıhtımın yapıldığı İ. Ö. 3. yüzyıldan günümüze yerel tektonik hareketlerin özel durumu dışında Batı Anadolu kıyılarında deniz seviyesi değişimi olmadığı, ancak Arkaik ve Klasik Çağlara göre genelde denizin yükseldiği görülmüştür. 1962-1965 Boysal-Öğün kazılarında agorada yapılan A açmasında 1.5. m. derinde bulunan taban suyu altında Hellenistik ve öncesine ait yapı katlarının durumu bu saptamayı doğrular niteliktedir.

1993 yılında Prof. Dr. Sencer Şahin tarafından okunan, Seferihisar'da bir bağ evinde bulunan önemli tarihi yazıt Hellenistik Çağa ait 102 satırlık bir meclis kararını bildirmektedir. Yazıt, İ.Ö. 3. yüzyıl başlarında Teos kentini basan deniz korsanlarının talep ettikleri haraç miktarının nasıl ödeneceği üzerine Teos meclis kararını ve ödenti listesinin bir bölümünü de içermektedir .
NEKROPOL

Yarımadanın batısında kalan bugün bozulmuş orman karakteri gösteren engebeli arazi, denizden gelebilecek bir müdahaleye açık bırakılmıştır. Bu kısımda şehrin nekropolüne ait çeşitli kalıntılar bulunmaktadır. Hemen her yerde pişmiş toprak lahitler, özellikle Klazomenai tipi İ: Ö. 6. yüzyıla ait boyalı bir örnek ile daha geç dönemlerin kesme taş sandukaları yer yer açılmış olarak görülebilmektedir

TEOS ile ilgili Kaynaklar:
Ionia:Prof.Dr.Bilge UMAR-İnkilap yay.2001
Anadolu Uygarlıkları:Prof.Dr.Ekrem AKURGAL Net yay.
Türkiye'nin Tarihi:Bir gezginin gözüyle Anadolu Uygarlıkları-Seton Lloyd-Tübitak yay.1998
Anadolu'nun tarihsel coğrafyası-Prof.Dr.Veli SEVİN
Eskiçağ'da Ege:George BEAN-Arion yay.
Anadolunun tarihi coğrafyası-W.RAMSAY-MEB yay.
Antik Anadolu Coğrafyası-Strabon-Arkeoloji ve sanat yayınları
Teos Araştırmaları:doç.Dr. Numan TUNA-Taçdam-ODTÜ,Ankara-14.Araştırma Sonuçları toplantısı27-31 Mayıs 1996 Ankara-T.C Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü
Anadolu'da Romalılar-Batı Anadolu Kent Devletleri-David MAGİE-Çeviri :N.BAŞGELEN,Ö.ÇAPAR Ark ve Snt.yay.
Anadolu'da Romalılar-Batı Anadolu'da zenginlikler-David MAGİE Ark ve snt.yay.
Batı Anadolu Bölgesinde Kültür Gelişmesinin ana hatları-Dr.Reınhard STEWİG Çev.Ruhi TURFAN,M.Şevki YAZMAN
İTÜ Mimarlık fakültesi Şehircilik Enstitüsü -1970
Genel Nümizmatik Sözlüğü-Ahmet Semih TULAY Arkeoloji ve sanat yay.
Türkiye'nin Antik Meskukatına Dair Bibliografya-E.BOSCH Türk Tarih Kurumu Yay.1949
Türkiye Uygarlıklar Rehberi-Ege Kıyıları:John Freely Çev.Tuncay BİRKAN,Gürol KOCA,Aslı BİÇEN,YKY yay.


Teos antik kenti kalıntılar alanı ve Muhteşem Sığacık Körfezi, karşıda tarihi Korykos,(Kıran Dağı) O dağlarda Airai (Demircili) ve en uçta tarihi Korykeion/Koraka/Kokar Burnu ve Koyu var...




Teos Odeon (Küçük Tiyatro gibi, Müzik Dinlenen yapı) Kazılarla Sapasağlam durumda ortaya çıkarılmış;









Teos Dionysos tapınağı ve çevresinden çektiklerim..














3 yorum:

  1. Bibliografya da içeren yazınız çok işime yaradı.Beni günlerce Airai'yi antik kaynaklarda aramaktan kurtardığınız için çok teşekkür ederim.Numan Tuna'nın bölgede çalıştığını biliyordum ancak nerde yayınladığına ulaşamamıştım..Antik dönem balıkçılığıyla ilgili olarak çalıştığım yüksek lisans tezimde antik dönemde yapay balık havuzlarının Egede(Piscina)bulunması gerektiğini düşünüyorum.Anladığım kadarıyla gezmeyi ve arkeolojiyi mseven biri olarak muhtemel havuzlara rastlarsanız bana da haber verirseniz çok minnettar olurum:)))İlginiz için şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Piscinaların varlığı üzerine size bilgi vermeye de çalışacağım. Airai ile ilgili bilgiler çok net, Demircili'de hala toprak üzerinde kalıntılar ve keramik malzeme görülmekte. Airai nin özellikle buruna doğru yer alan Koraka(Kokar) ve Korykos (Kıran)dağı ile de denizden, belki de karadan da zamanın ticari ilişkilerinin olduğu düşünülebilir. Sığacık Körfezi ve TEOS antik kentinin bulunduğu alan, gerçekten de çok etkili bir tarihsel coğrafya...

    YanıtlaSil
  3. Merhaba,
    Bir kaç yıl önce yüzmek için gittiğim Demircili'deki bir plaj tesisinin yanında denize uzanan antik kalıntıları görünce donakaldım. O günden bu yana buraya yaz kış sık sık gidiyorum. Teos'a bağlı bir liman olduğunu öğrendiğim Airai'de geçen bir öykü hazırlıyorum. Bu kapsamda verdiğiniz bilgiler ve özellikle de kaynakça çok işime yaradı. O dönemin sosyal yaşamı, insanların hikayeleriyle ilgili nereden bilgi bulabilirim ? İletişime geçebilirsek çok sevinirim. Tolga Albay İzmir. tolgaalbay@gmail.com, 533 483 05 96

    YanıtlaSil