17 Ağustos 2011 Çarşamba
Myndos/Gümüşlük
MYNDOS
Topografik Yapı: Muğla İli, Bodrum İlçesi, Gümüşlük Beldesi sınırları içerisinde kalan ve antik coğrafyada Karia kentlerinden birisi olan Myndos, Strabon'un da tanımladığı gibi, Halikarnassos'un hemen yakınında, Kos'un Scandaria Burnu’nun karşısında, Termerium Burnu üzerinde yer almaktadır. Gümüşlük batı uzantısı yüksek bir yarımadadır ve bağlantıyı sağlayan dar boğaz, Knidos’ta olduğu gibi, muhtemelen erken dönemlerde bir koridorla birbirinden ayrılmaktadır. Myndos’u Halikarnassos’a bağlayan alanda tepelerin arasında pek çok zengin ve verimli vadiler, bu vadilerdeki karşılıklı bayırlarda rüzgar değirmenleri ve yerleşimlerin olduğu tali alanlar bulunmaktadır. Bu araziler kara bağların, diğer bir ifade ile siyah üzümün memleketi olarak bilinmektedir.Tarihçe: İ.Ö. 2. binde Minos Krallığı'nın egemenliği altında olmak üzere Pelasglar ile birlikte adalarda yaşayan Lelegler, Karia kıyılarına çıkarak ilk sahiplerini buralardan uzaklaştırıp, kendi kentlerini kurmuşlardır. Böylece Myndos, Lelegler tarafından Karia Bölgesi'nde kurulan sekiz kentten birisi olmuştur. Strabon göre diğer yedisi Leleg kenti; Termera, Side, Madnasa, Padasa, Uranium, Telmessos ve Theangela/ Syangela'dır. Yine Strabon'a göre, Karia Satrabı Mausolos İ.Ö. 4. yüzyılda sekiz kentten altısını boşaltarak, buralarda yaşayan insanları Halikarnassos’a yerleşmeleri konusunda baskı uygulamıştır. Ancak Myndos'a dokunulmayarak, kent kıyıya doğru, yani şimdi Gümüşlük Beldesi'nin bulunduğu alana taşınmıştır. Eski kent ise daha sonra Palaimindos olarak anılmıştır. Mausolos tarafından yeniden inşa ettirilen kent, Yunan şehircilik anlayışına uygun bir şekilde planlanmış ve yerleşim alanının tamamı sur içerisine alınmıştır. Günümüze kadar gelen kent dokusu Mausolos tarafından kurulan kente aittir. Ancak Roma imparatorluk çağında da büyük eklemeler söz konusudur. Herodot yaklaşık İ.Ö. 500 yılında kentin Aristogoras'ın donanmasına bir gemi verdiğinden, Attik-Delos Deniz Birliği'nin ilk üyelerinden birisi olduğundan bahsetmekte ve Birliğe 12 talent vergi ödemek zorunda olduğundan söz etmektedir. Bu ağır vergi yüzünden bu dönemde şehrin oldukça küçüldüğü bilinmektedir. İ.Ö. 334'de B. İskender Myndos'u kuşatmış, fakat alamayınca Halikarnassos'a yönelmiştir. Daha sonra B. İskender'in komutanlarından Ptolemaios ile Asandros İ.Ö. 333'de Satrap Orontobates'i yenilgiye uğratarak Myndos ile birlikte bütün Karia Bölgesi’nde hakimiyet sağlamışlardır. B. İskender'in imparatorluğunun parçalanmasından sonra, Mısır'da bulunan Ptolemaios Krallığını kurması üzerine Myndos Ptolemaioslar Hanedanlığı'nın idaresine girmiştir (İ.Ö. 308-275). Sonrasında ise Myndos'un Lysimakhos Hanedanlığı'nın idaresine girdiği görülmektedir. İ.Ö. 201 'de Lade Deniz Savaşı’nda Rhodos donanması Myndos Limanına sığınmıştır. İ.Ö. 197'de ise kenti Rhodos koruması altında görmekteyiz. İ.Ö. 196 yılında Suriye Kralı Antiokhos'a karşı Rhodos'la işbirliği yaparak bağımsız olmuştur. Bu tarihte şehir ilk kez kendi şehir sikkelerini darp etmiştir. Daha sonra Pergamon Krallığı idaresine giren kent, İ.Ö. 133'de Pergamon'un son kralı III. Attalos'un ölümü üzerine bıraktığı vasiyetname ile Roma'ya bırakılmış. Böylece imparatorluğun Küçük Asya kentleri arasında yer almıştır. İ.Ö. 44 yılında Caesar'ın öldürülmesinden sonra Brutus ve Cassius Roma Cumhuriyeti adına Anadolu'ya egemen olmuş ve bu tarihte Cassius donanmasını Myndos limanında barındırmıştır. Ancak Brutus ve Cassius'un donanmalarının M. Antonius tarafından yenilgiye uğratılması, bu egemenliğin kısa sürmesine ve bir süre için Myndos'un Rhodos'un hakimiyetine geçmesine neden olmuştur. Ancak Rhodos'un sert bir yönetim sergilemesi sonucu oluşan huzursuzluk, kentin tekrar Roma egemenliğine geçmesine neden olmuştur. Kent, Hıristiyanlık döneminde Amyndos adı altında, Karia Eparchiası’na bağlı bir piskoposluk merkezine dönüşmüştür. Böylece Myndos'un geç dönemine ait bilgilere de sağlıklı bir şekilde ulaşmak mümkün olmaktadır. Karia Eparchiası’na dahil olması nedeniyle kent hakkındaki bilgileri İ.S. 375'deki konsül listelerinin yer aldığı Hierokles'ten almaktayız. Kent, Karia Bölgesi’nin büyük bir bölümünü etkileyen büyük bir deprem ile terk edilmiş, özellikle Orta çağda kıyıların güvenliğini sağlamada yaşanan sıkıntılar nedeni ile de günümüze kadar bir daha iskan edilmemiştir. Kentin sonunu hazırlayan büyük depremin izlerini hem Doğu Limanı’nda denizin içine çökmüş olan mimari kalıntılardan, hem de büyük bloklar halinde yıkılmış olan ve birkaç örneği kısmen de olsa günümüze kadar korunmuş olan duvar parçalarından izlemek olasıdır.
Araştırma Tarihi: Kentle ilgili modern araştırmalar 1800'Iü yıllarda başlamak üzere çoğunlukla seyyahlar tarafından yapılmıştır. Bu dönemde tiyatro ve stadyum gibi günümüze ulaşamayan kalıntılardan da bahsedilmektedir. Yine 19. yüzyılda W.R. Paton ve J.L. Myres şehri gezmiş, çoğunlukla yazıtlar üzerinde incelemeler yapmış ve kentin bir Leleg yerleşmesi değil de, Grek kenti olduğunu öne sürmüşlerdir. Bu görüşlerini de Stephanos Byzantion ve Plinius'un Myndos'u bir Hellen kenti olarak tanımlamasından hareket ederek desteklemişlerdir. Fr. Beaufort 1811'de Anadolu'da yaptığı gezi ve araştırmalarını Karamania adlı eserinde toparlamış ve burada Gümüşlük Limanı’nın girişindeki dalgakıran ve körfezin ön kısmındaki bazı kalıntıları tespit etmiştir. 1850'lerde ise kesme taş örnekleri tepelerin yamaçlarında görülebilmekte ve ayrıca duvarların dışında birkaç mezar da dikkati çekmektedir. Kitabeler ise dikkati çekenden çok daha azdır. Myndos ve çevresiyle ilgili araştırmalar yapan C. T. Newton limandaki kıyı düzlüğünde bir tapınak büyük bir kilise ve hamamlardan söz etmektedir. 1950'li yıllarda ise G.E. Bean kenti ziyaret etmiş, liman ve şehir dokusunu oluşturan yapılar hakkında halen büyük ölçüde faydalandığımız bilgileri aktarmıştır.
Yazı ve Fotograflar yüklenecek.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil