Kentte yıllardır Kadifekale ile Agora arasında bir dönem tünelden gidilip gelindiği konuşuluyordu. Yılların sırrı, Agora kazılarını yöneten Yrd.Doç.Dr. Akın Ersoy başkanlığındaki ekip tarafından ortaya çıkarıldı. DHA muhabiri, ekipte yer alan Arkeolog Çağdaş Yılmaz ile Agora semtindeki eski bir evin avlusundan bu efsanevi tünele girdi, bir süre tünelin içinde birlikte yürüdü.
Yüksekliği 2 metre, eni 1 metre olan tünelin, binlerce yıl öncesinde olduğu gibi, gidilebilen bölümüne kadar hala sağlamlığını koruduğu görüldü. Tünelin bir bölümünün düz olduğu, zaman zaman ise kıvrılarak ilerlediği dikkati çekti. Tünelin uzunluğunun nereye kadar devam ettiği tam olarak belirlemedi. Oksijensiz bir ortam olması ihtimaline karşı, daha sonra tam donanımlı olarak tünele girilerek, uzunluğunun ve nereye kadar ulaştığının ortaya çıkarılacağı belirtildi.
Arkeolog Çağdaş Yılmaz, büyük heyecan yaratan ve yıllardır, kuşaktan kuşağa var olduğu konuşulan tünelin bir girişinin de Agora'daki kazı alanında bulunduğunu belirtti. Yılmaz, “Tünelin şimdiki Kadifekale eteklerine uzandığını tarihi bulgular da ortaya koyuyor” dedi. Yılmaz, yüksekliği 2 metre, genişliği yer yer 1 metreyi geçen tünelle ilgili şunları söyledi:
“Efsaneye göre; Makedonya kralı Büyük İskender'in Bayraklı'daki ilk Smyrna kentini ve çevresindeki küçük yerleşimleri ele geçirdiği sırada gördüğü bir rüyaya dayanıyor. İskender avlanmak üzere geldiği Pagos (şimdiki Kadifekale) eteklerinde Nemesis Tapınağı önündeki bir pınarın başında ve bir çınar ağacanın altında uykuya dalar. İskender'in uyuduğu pınardan akan suyun yolu tünel olarak anılmıştır. Roma dönemi su kanalları aslında tünel büyüklüğündedir. Bu su da tam 2500 yıldır bu kanallardan kesintisiz Agora'ya akmaktadır. Şu anda tünelin gidebildiğimiz kadarının içi diz hizasına kadar pınarın suyu ile dolu. Sikkelerde zaten bu olayın temsili var. Gerekli restorasyon ve güçlendirmeler yapılırsa, tünel ziyarete açılabilir. Gidebildiğimiz kadarıyla tünel hala dimdik ayakta duruyor. İskender'in Kadifekale efsanesi ve tünelin ortaya çıkarılması tüm dünyanın gözlerinin İzmir'e çevrilmesini sağlar.”
‘İZMİR İÇİN BÜYÜK KAZANÇ’
Konak Belediye Başkanı CHP'li Hakan Tartan, yıllardır İzmirliler'de büyük merak uyandıran ve Agora ile Kadifekale'yi bağlayan tünelin ortaya çıkarılmasının kent için büyük kazanç olduğunu dile getirdi. Tartan, tünelin giriş kapısının bulunduğu Agora semtindeki evin, sahibi tarafından satılacağını duyunca, satın alınması için gerekli talimatları verdi, “O evi aldık bilin” diye konuştu.
Başkan Tartan, “Avlusundan tünele girilen ev, bizim desteklerimizle süren Altınpark kazı alanına çok yakın. Üstelik bu bölgede müze evler oluşturmak için çalışmalarımız sürüyor. Basmane ve çevresi tarihi bir hazine. Tüneldeki evi satın alıp restore ettireceğiz. Konunun uzmanları Arkeologlar ile görüşüp halkın ziyaretine açılması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağız. Tünelin bulunması sadece kentimizde değil hem ülke genelinde hemde yurt dışında büyük bir heyecan yaratacaktır. Yeraltında gezmek ziyaretçilere büyük heyacan verecektir, bundan İzmirimiz kazançlı çıkacaktır” dedi.
hurriyet.com
16 Şubat 2010 Salı
Smyrna, Pagos, Kadifekale
Yukarda SMYRNA İzlenimleri isimli 2004 yılında yaptığım bir resim.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, MÖ 334 yılında Pagos Dağı'nda Makedonya Kralı Büyük İskender'in yaptırdığı Kadifekale'nin sur duvarlarının restorasyonu için geçen mart ayında başladığı çalışmalara devam ediyor. Sanat tarihi, mimari, malzeme, kimya ve restorasyon gibi birçok farklı alanda uzmanlaşmış kişilerden oluşan ekip, surları incelemeye aldı. Projenin tamamlanmasının ardından, gerekli onaylar alınarak yapım ihalesine çıkılacak. Kadifekale sur duvarlarının röleve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin yaptırılması işi, yaklaşık bir yıl sürecek.
Proje için ölçümler yapan Dokuz Eylül Üniversitesi Arkeoloji Bölümü, bölgede kazı çalışmalarına başladı. Agora kazı başkanlığını da yürüten Doç. Dr. Akın Ersoy ve ekibi, Kadifekale'nin sırlarına doğru yeni bir yolculuğa çıkmış oldu. İç kalenin güney surları tarafından başlatılan kazıyla ilgili bilgi veren Doç. Dr. Ersoy, 'Agora'da üç yıldır devam eden çalışmalarda, kısmen de olsa nereden ne çıkacağına dair bir fikrimiz oluştu. Kadifekale ise bizim ve birçok insan için bilinmezliklerle dolu. Kazıların yeni ufuklar açacağına inanıyoruz.' dedi. Kazı çalışmalarının sur duvarları boyunca devam edeceğini belirten Ersoy, 'Uzun süredir Kadifekale'de kazı yapılmıyordu. Burası İzmir'in tarihi için çok önemli bir yer. Daha önceki çalışmalarla sarnıç ortaya çıkarılmış. Mescit-şapel diye adlandırılan sarnıcın kuzeydoğu tarafında, büyük ihtimalle Athena tapınağı olabilir. Surlar hem Roma hem de Osmanlı döneminde çeşitli müdahaleler görmüş.' şeklinde konuştu.
Kadifekale'nin tarihçesi
Denizden 186 metre yüksekliğindeki Pagos Dağı eteklerinde bir tepe üzerinde bulunan kale, MÖ 334 yılında Anadolu'yu Pers egemenliğinden kurtaran Makedonya Kralı Büyük İskender'in isteğiyle yapıldı. Roma döneminden sonra 1402'de, Timur orduları tarafından tahrip edildi. Bunu, İzmir'deki 1668 depreminin tahribatı takip etti. Günümüze ulaşabilen az sayıdaki kalıntı ise daha çok Ortaçağ'a ait. Ortaçağ kale duvarlarının altında yapılan araştırmalarda, Helenistik döneme (MÖ 330-MS 20) ait duvar kalıntılarıyla karşılaşıldı. Günümüze gelen kalıntılardan, kalenin moloz taş, kesme taş ve tuğladan yapıldığı anlaşılıyor.
Bugün yalnızca batıdaki beş kule ve güneydeki duvarlarından bir bölümü ayakta. Bunlara dayanılarak, kalenin uzunluğunun 6 kilometre ve sur duvarlarını destekleyen kulelerin 20-35 metre yüksekliğinde olduğu anlaşılıyor. Kalenin içinde ise bir dehliz ve su sarnıcı kalıntısı var. Kadifekale surlarının bir bölümünün, Çelebi Mehmet tarafından yıktırıldığı biliniyor. Yalnızca doğu surlarındaki rektangonal (çok iri taşlar) parçalardan bir iki adedi, Basmane Garı'ndan Tilkilik'e uzanan ve Altınpark'a giden yolun başında bulunuyor. (CİHAN)