KADYANDA Antik Kenti/FETHİYE/ÜZÜMLÜ:
Korkuteli veya Kaş yönünden geliniyorsa,Fethiye'ye ayrılan ilk ışıklı kavşaktan 4 km.sonra sağa ayrılan yola,şayet Fethiye'den yola çıkılmışsa ya 400 nolu karayoluna ulaşmak için 5km. doğuya gidip kavşaktan Muğla yönüne ,sola dönüp,yukarıda değinilen kavşağa gelmek veya kuzeye doğru Muğla yönüne gidilmişse,Günlükbaşı kavşağından sağa ayrılan yola sapmak gerekmektedir.Kavşaktan Üzümlü 14 km.dir.Üzümlü'den sonra KADYANDA levhası takip edildiğinde,antik tiyatronun hemen güneyine denkgelen park yerine ulaşılır.Burdan sonra kuzeye doğru olan,ziyaretçilerin izlerinden oluşan patika,KADYANDA'nın içlerine doğru sizleri sevk eder.
Lykia yazısı ile yazılmış yazıtlarda ismi "KADAWANTİ olan KADYANDA,Luvi kökenli ismi ile eski Tunç,Bronz çağlarına ulaşan eski bir yerleşim yeri olduğunu gösterir.Prof.Bilge UMAR Türkiye'deki Tarihsel Adlar Kitabında Lykia kayıtlarında KHADAWATİ biçiminde de gösterildiğini belirtiyor.Plinius ismi CANDİANDA olarak aktarmış.
Umar ismin KADYS yani GEDİZ isminin adaşı olduğunu belirttikten sonra,Luvice KADU-WANDA yani "Kadys tapınıcısı halk"anlamına geldiğini söylüyor.
Buradan ilk kez Sir Charles Fellows söz etmiştir. Ondan öğrenildiğine göre kentin ana yolu çevresinde mabetler ve yapılar bulunuyorsa da günümüze onlardan hiçbiri gelememiştir.
Kadyanda'nın tarihini kitabelere dayanarak M.Ö. V.yy.a kadar indirebiliriz. Ayrıca Lykia'nın Hekatomnosların kontrolünde olduğu bir zamana ait bir kitabede Karia satrabı Piksodoros'un (M.Ö.340-334) yaptığı bir bağıştan söz edilmektedir. Bu bağış muhtemelen , bir Karia şehri olan Kaunos'a(Dalyan) karşı girişilen bir harekatta Kadyanda'nın satraba yardım ettiği anlaşılmaktadır. M.Ö. 168-67 'de Likya birliğine dahil olup birlik sikkesi bastıran 24 kent arasında Kadyanda'nın da adı geçmektedir. Kent Roma döneminde önem kazanmıştır. Followsdan öğrenildiğine göre çok köşeli ve dış yüzleri düz olan polygonal surlardan bugün yalnızca temel izleri kalmıştır. Akropolün güney yamacındaki, yarım daire şeklinde caveası olan tiyatro büyük bir olasılıkla deprem sonucu yıkılmış,daha sonra da taşlarının bir kısmı kullanılmıştır. Şu andaki durumu bile tiyatronun eski görkemini yansıtmaktadır. Akropolde beş basamakla çıkılan bir mabet ile onun yanında Agora ve 82 m. uzunluğundaki Stoa yer alıyordu. Stadionun 183 m. uzunluğunda ve 9 m. genişliğinde, kuzey yönünde de 6 oturma sırası bulunduğunu kalıntılardan anlaşılmaktadır. Ayrıca Stadion'un üzerinde Dor nizamında bir mabet ile bir mezar odası vardır. Burada 8 atlete ait bir heykel kaidesi bulunmuştur. Kaidelerden biri üzerinde Kadyanda sözü geçmektedir.
Stadionun çevresinde kentin ihtiyacını sağlayan dört büyük sarnıç görülmektedir. Bir başka sarnıç da Agoraya yakındır.
Kadyanda Lykia tipi mezarları ile tanınmıştır. Fethiye ovasına bakan yamacında oldukça yüksek temeller üzerine oturtulmuş silindirik çatılı bir Mausoleum dikkati çekmektedir. Ev tipi mezarların çoğu kabartmalı olup bunlardan birisini Ch.Fellows M.Ö. 400e tarihlemiştir. Bu mezarın yan yüzlerinden birinde atlı bir komutan yere dizleri üzerine çökmüş olan bir savaşçıya saldırmaktadır. Ayrıca Üzümlü köyü ile antik kent arasındaki yamaçta, Salas Anıtı diye adlandırılan anıt-mezarın ön yüzünde Salas ismi okunmaktadır. Ön yüzünde tek yan yüzlerde ise friz şeklinde, birbiri ile savaşan iki savaşçı görülmektedir. Büyük bir olasılıkla bu anıt Hekatomnid sülalesinden Kadyandalı bir prensin mezarıdır. Bu mezarın da bazı parçaları Britissh Museuma götürülmüştür. Kadyanda'nın ismindeki ND takısı nedeniyle, kuruluş tarihinin M.Ö.3. binlere indiği söylenebilir. Ancak antik kentten günümüze ulaşan yüzeydeki en eski kalıntılar M.Ö. 5. yüzyıldan daha eskiye gitmez. Kadyanda Örenyeri'nde kenti çevreleyen sur duvarlarının bir bölümü, kaya mezarları ve bazı kitabeler en erken dönemlere tarihlenen kalıntılardır. Bunlardan ayri olarak, Roma Dönemi'nde de onarılarak kullanılmiş olan Helle-nistik tiyatro, hamam, koşu pisti, agora, hangi tanriya ait olduğu bilinmeyen tapınak kalıntısı ve yogun sivil yapı izleri Kadyanda Örenyeri' nin antik dönemde yerleşim
geçirmiş tam bir kent hüviyetini ortaya koymaktadir.
Kent dik yamaçlarla arazinin topoğrafyasina göre birçok kez inşa edilmis, sur duvarlari ile çevrelenmistir. Bu duvarlardan özellikle güneydeki kısım ayakta kalmistir. Tiyatro alanına istinat oluşturan poligonal sur duvari Helle-nistik Dönem'e ait olup kaliteli bir işçilik göstermektedir.
Kaçak kazı izlerinin yoğun olarak izlendiği nekropol alani kentin güney bölümünde sur duvarlarının dışında kalmaktadır.
Antik kentte sayılarının çokluğu ile dikkat çeken yapı kalıntılarının bir baskası ise sarnıçlardır. Tapınağın dogu kesiminde geniş bir alanın altında inşa edilmiş, birbirine geçmeli dört büyük sarnıç, kentin antik dönemde su sorununun ne kadar etkili olduğu, belki de bu sorun nedeniyle terkedilmiş olabileceğini akla getirmektedir.
Kadyanda'da izlenen yapı kalıntılarının büyük çoğunluğu Roma Dönemi'ne aittir. Kent M.S. 7. yüzyıla kadar iskana sahne olmasına karşın geç döneme ait kalıntılar fazla yoğun olarak hissedilmez. Antik kentte 1992 yilinda Fethiye Müze Müdürlüğü'nce bir kurtarma kazısı yapılmıstır. Bu çalışma sırasında örenyerini rahatlık ve kolaylıkla gezebilmek için takriben 2.5 km. uzunluğunda bir gezi yolu yapılmıştır.
KADYANDA ile ilgili KAYNAKLAR'dan Seçmeler:
LYKİA-Prof.Dr.CEVDET BAYBURTLUOĞLU-Suna İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü Yay.
LYKİA-Bir Tarihsel Coğrafya araştırması ve gezi rehberi-Prof.Dr.BİLGE UMAR-İnkilap yay.
ANADOLU'NUN TARİHSEL COĞRAFYASI-Prof.Dr.VELİ SEVİN
ESKİÇAĞDA LYKİA BÖLGESİ-GEORGE BEAN-Çev:HANDE KÖKTEN-Arion yay
Fethiye Cadianda hakikaten çok güzel
YanıtlaSilbenim için müthiş bir geziydi.adeta çölde bir vaha gibi.hiç bilinmeyene yolculuk.yalnız bırakılmış bir uygarlık kalıntısı.görülmesi gereken yerlerden.
YanıtlaSil