21 Temmuz 2011 Perşembe
Pyrgos/Maden Adası ve Pordoselene Kulesi-Ayvalık
Amaseia'lı Strabon Geographika adlı Antik Anadolu Coğrafyası kitabında önce HEKATONESSOS Adalarına değinir. "HEKATONESSOS, APOLLON'a karşılıktır; çünkü , HEKATOS APOLLON'dan başkası değildir ve bütün bu yörede ister KİLLA'lı , ister GRYNİA'lı , isterse başka bir lakaplı olsun APOLLON özel olarak, aşırı derecede kutsanan bir tanrıdır. Bu adaların yanında, içinde aynı biçimde bir kent bulunan PORDOSELENE Adası vardır. Bu kentin önünde, daha büyük olan, aynı isimde, fakat iskan edilmemiş ve içinde APOLLON'a ait bir tapınak bulunan bir ada vardır." Der...Bazı yazarlara göre sözcüğün yakışıksızlığını gidermek için buradaki ismi POROSELENE okumalıyız der. Zira bu kötü hatta gaz çıkaran bu koku, halk dilinde burada biraz ayıp kaçsa da "osuruk" kokusu olarak da algılanırdı. Nitekim bu koku yüzünden "Osuruklu Selene" olarak da anılırdı.
NESOS antik YUNDA/CUNDA uygarlığı olarak anılıyorsa da PORDOSELENE ise MADEN Adasın'ndaki PYRGOS/PİRGOS kentidir.
PORDOSELENE Yunda'nın yukarı kısmında, denizin durgun olduğu zamanlarda at sırtında geçilebilen bir deniz şeridinden sonra gelir. Bu geçide Ay Işığı geçidi diyebiliriz,.
MADEN ADASI 20-30 santim sığlıkta bir kum bankıyla YUNDA/CUNDA'ya bağlanır. Bu bankın hemen dibinden başlayarak Maden Adası'nın güneydoğu kıyısındaki Gümüş Koyu her havaya korunaklıdır. Denizi de çok güzeldir. Kum bankının kıyısında eskiden bir midye çiftliği vardı, sonra kapandı. (Buraya girerken sığlıklara ve kayalıklara dikkat etmek gerekir.)
MADEN ADASI 11.297 Metre çevre uzunluğuna sahip. Ada, batısındaki kanala yakın bölgede yer alan "KERBELA TAŞLARI" ile de ünlenmiş. 30 metrelerden başlayan 60 metrelere kadar uzanan bir başka önemli resifi.
Şimal cenup istikametinde 1 3/4 mil tulunde gayri muntazam bir şekli haiz ve azim inkilabat-ı jeolojiye neticesi olarak MOSKO (CUNDA-YUNDA) Adası'ndan ayrıldığı bariz bir surette göze çarpan bir ada olup seviye-i bahirden 295 kadem mürtefi bulunan tepesi üstünde bir kule mevcuttur. Takriben şark sahili vasatında, MOSKO adasının şimal kısmı münteha-i garbisine irtibat kesbederek her ikisi cenuba açık ve mütaddit sığlık döküntüleri bulunan derin bir körfez teşkil eder.
ALINTI:ADALAR DENİZ KILAVUZU - Ahmet Rasim BARKINAY Hazırlayan: Mustafa Pultar-Denizler Kitabevi-2005
Ayvalık ve Yunda/Cunda yöresinde yegane yüzey araştırmasını ise bölgeyi bilimsel çalışmalarıyla çözümleyen Prof. Dr. Engin BEKSAÇ yapmıştır. BEKSAÇ araştırmasında 17. kazı araştırma sonuçları toplantısında YUNDA/CUNDA, NESOS ve PORDOSELENE ile ilgili şu bilgileri veriyor.
"Su problemi nedeniyle pre ve protohistorik bir yerleşmenin bulunabilmesi hususunda şüpheli olduğumuz ALİBEY (CUNDA) Adası üzerinde yapılan araştırma bizi haklı çıkardı. Adanın girişindeki Pordoselene veya Nesos olması mümkün tescilli alan dışında veriye rastlanmadı.Bu alanda yoğun biçimde Hellenistik, Roma ve Bizans keramikleri ve bazı mimari parçlar görüldü. Ayrıca Pateriça'ya giden yolun başında bir çeşme önünde tahrip olmuş durumda bir Roma lahtine rastlandı. Alibey Adası'nın doğusuna gelen Lale Adası'nın doğu tarafında, denizin aşındırdığı bu topraklarda Aeol, Hellenistik ve Roma Devri keramikleri ihtiva ettiği gözlemlendi. Bu veriler ışığında bu kesimin bugün su altında kalan alanlarla birlikte geniş bir Antik Devir ve Bizans Devri yerleşmesinin parçası olduğu anlaşılmış oldu.
Devam edecek.
NESOS antik YUNDA/CUNDA uygarlığı olarak anılıyorsa da PORDOSELENE ise MADEN Adasın'ndaki PYRGOS/PİRGOS kentidir.
PORDOSELENE Yunda'nın yukarı kısmında, denizin durgun olduğu zamanlarda at sırtında geçilebilen bir deniz şeridinden sonra gelir. Bu geçide Ay Işığı geçidi diyebiliriz,.
MADEN ADASI 20-30 santim sığlıkta bir kum bankıyla YUNDA/CUNDA'ya bağlanır. Bu bankın hemen dibinden başlayarak Maden Adası'nın güneydoğu kıyısındaki Gümüş Koyu her havaya korunaklıdır. Denizi de çok güzeldir. Kum bankının kıyısında eskiden bir midye çiftliği vardı, sonra kapandı. (Buraya girerken sığlıklara ve kayalıklara dikkat etmek gerekir.)
MADEN ADASI 11.297 Metre çevre uzunluğuna sahip. Ada, batısındaki kanala yakın bölgede yer alan "KERBELA TAŞLARI" ile de ünlenmiş. 30 metrelerden başlayan 60 metrelere kadar uzanan bir başka önemli resifi.
Şimal cenup istikametinde 1 3/4 mil tulunde gayri muntazam bir şekli haiz ve azim inkilabat-ı jeolojiye neticesi olarak MOSKO (CUNDA-YUNDA) Adası'ndan ayrıldığı bariz bir surette göze çarpan bir ada olup seviye-i bahirden 295 kadem mürtefi bulunan tepesi üstünde bir kule mevcuttur. Takriben şark sahili vasatında, MOSKO adasının şimal kısmı münteha-i garbisine irtibat kesbederek her ikisi cenuba açık ve mütaddit sığlık döküntüleri bulunan derin bir körfez teşkil eder.
ALINTI:ADALAR DENİZ KILAVUZU - Ahmet Rasim BARKINAY Hazırlayan: Mustafa Pultar-Denizler Kitabevi-2005
Ayvalık ve Yunda/Cunda yöresinde yegane yüzey araştırmasını ise bölgeyi bilimsel çalışmalarıyla çözümleyen Prof. Dr. Engin BEKSAÇ yapmıştır. BEKSAÇ araştırmasında 17. kazı araştırma sonuçları toplantısında YUNDA/CUNDA, NESOS ve PORDOSELENE ile ilgili şu bilgileri veriyor.
"Su problemi nedeniyle pre ve protohistorik bir yerleşmenin bulunabilmesi hususunda şüpheli olduğumuz ALİBEY (CUNDA) Adası üzerinde yapılan araştırma bizi haklı çıkardı. Adanın girişindeki Pordoselene veya Nesos olması mümkün tescilli alan dışında veriye rastlanmadı.Bu alanda yoğun biçimde Hellenistik, Roma ve Bizans keramikleri ve bazı mimari parçlar görüldü. Ayrıca Pateriça'ya giden yolun başında bir çeşme önünde tahrip olmuş durumda bir Roma lahtine rastlandı. Alibey Adası'nın doğusuna gelen Lale Adası'nın doğu tarafında, denizin aşındırdığı bu topraklarda Aeol, Hellenistik ve Roma Devri keramikleri ihtiva ettiği gözlemlendi. Bu veriler ışığında bu kesimin bugün su altında kalan alanlarla birlikte geniş bir Antik Devir ve Bizans Devri yerleşmesinin parçası olduğu anlaşılmış oldu.
Devam edecek.
Antandros/Aspaneus Limanı-Avcılar Köyü kıyısı-Altınoluk
Ege üniversitesinden Yardımcı Doçent Gürcan POLAT ve kazı, araştırma ekibi antik İDA dağının(KAZ Dağı) yükseltileri arasında yer alan ANTANDROS antik kentini ortaya çıkarıyor.
Ve ortaya kelimelerle tarif edilmesi zor güzellikte, muhteşem bir LESBOS Pereiası kent ortaya çıkıyor. Emekle, bilgi ile;,,..
Kentin diğer isimleri EDONİS ve KİMMERİS. Evet antik Mysia bölgesinde, dolayısıyla yakınlarda GÖNEN'de bulunan, KONANA, ARTAMEA kenti, ismini ilkçağların yılmaz savaşçısı KONAN'dan almış gibi..ANTANDROS kentinde de bu KİMMERYA'lıların belli bir dönem etkinliklerinden söz ediliyor.
Zira ANTANDROS kazılarında KİMMERYA'lıların olduğu tahmin edilen talan , yangın izlerine rastlanıldığı belirtilmişti. ANTANDROS bir MYSİA, TROAS sınır yerleşimi. İsminin, civarındaki bütün kentlerde olduğu gibi, LUVİ dilinden gelme ana tanrıçanın erkeği anlamında ADADRA iken, hellenleşme döneminde ANTANDROS olduğu görülüyor.(Prof.Bilge UMAR-Troia)Ayrıca kentin kıyısında ,YtepenAMASYALI STRABON'a göre ASPANEUS isimli bir limandan kereste taşındığı da belirtiliyor. Aspenaus adının Yund dağlarından Kınık yakınlarındaki antik Kybele tapınağının bulunduğu ASPORDENE ismi de bir isim kök benzerliği gösteriyor. Pamphylia'daki ASPENDOS kenti ile isim benzerliği de ilginç. Umar Türkiye'deki Tarihsel Adlar kitabında ASPEN, ASPA, ASPO kök sözcüğünün Anadolu ve Luvi dillerinde kereste anlamına gelme olasılığının çok büyük olduğunu vurguluyor. Bir diğer benzer isim ise Geographica'nın yazarı Amasya'lı Strabon diyor ki, "İç kısımda ANTANDROS bulunur, bunun da yukarısında PARİS'in hakemlik ettiği söylenen ALEKSANDREİA DAĞI ( İDA'ya bağlı KALE TAŞI TEPESİ?) vardır. Ayrıca, İDA dağı'ndan gelen kerestenin pazarlandığı ASPANEUS'da buradadır, insanlar keresteyi aşağıda indirerek burada isteyenlere satmaktadır" der. ASPANEUS liman kalıntıları da sualtı araştırmasıyla kazı çalışma programı içersinde.
ANTANDROS'u 2003 ve 2004, 2008, 2009 kazılarında gezdim. EFES'teki gibi yamaç evleri var ve bu evlerde harika mozaikler ve freskler(duvar resimleri) ortaya çıkarılmış. ANTANDROS'un yerini, 1880lerde Anadolu tarihsel coğrafya araştırmaları yapan Alman Heinrich KİEPERT, ALTINOLUK ile AVCILAR köyü arasında saptadı. Kent akropolisi orada bulunan, harika EDREMİT KÖRFEZİ manzarası ile, 215 metre yüksekliğindeki Kaletaşı Tepesinden AVCILAR köyüne doğru yayılıyordu.
Ve ortaya kelimelerle tarif edilmesi zor güzellikte, muhteşem bir LESBOS Pereiası kent ortaya çıkıyor. Emekle, bilgi ile;,,..
Kentin diğer isimleri EDONİS ve KİMMERİS. Evet antik Mysia bölgesinde, dolayısıyla yakınlarda GÖNEN'de bulunan, KONANA, ARTAMEA kenti, ismini ilkçağların yılmaz savaşçısı KONAN'dan almış gibi..ANTANDROS kentinde de bu KİMMERYA'lıların belli bir dönem etkinliklerinden söz ediliyor.
Zira ANTANDROS kazılarında KİMMERYA'lıların olduğu tahmin edilen talan , yangın izlerine rastlanıldığı belirtilmişti. ANTANDROS bir MYSİA, TROAS sınır yerleşimi. İsminin, civarındaki bütün kentlerde olduğu gibi, LUVİ dilinden gelme ana tanrıçanın erkeği anlamında ADADRA iken, hellenleşme döneminde ANTANDROS olduğu görülüyor.(Prof.Bilge UMAR-Troia)Ayrıca kentin kıyısında ,YtepenAMASYALI STRABON'a göre ASPANEUS isimli bir limandan kereste taşındığı da belirtiliyor. Aspenaus adının Yund dağlarından Kınık yakınlarındaki antik Kybele tapınağının bulunduğu ASPORDENE ismi de bir isim kök benzerliği gösteriyor. Pamphylia'daki ASPENDOS kenti ile isim benzerliği de ilginç. Umar Türkiye'deki Tarihsel Adlar kitabında ASPEN, ASPA, ASPO kök sözcüğünün Anadolu ve Luvi dillerinde kereste anlamına gelme olasılığının çok büyük olduğunu vurguluyor. Bir diğer benzer isim ise Geographica'nın yazarı Amasya'lı Strabon diyor ki, "İç kısımda ANTANDROS bulunur, bunun da yukarısında PARİS'in hakemlik ettiği söylenen ALEKSANDREİA DAĞI ( İDA'ya bağlı KALE TAŞI TEPESİ?) vardır. Ayrıca, İDA dağı'ndan gelen kerestenin pazarlandığı ASPANEUS'da buradadır, insanlar keresteyi aşağıda indirerek burada isteyenlere satmaktadır" der. ASPANEUS liman kalıntıları da sualtı araştırmasıyla kazı çalışma programı içersinde.
ANTANDROS'u 2003 ve 2004, 2008, 2009 kazılarında gezdim. EFES'teki gibi yamaç evleri var ve bu evlerde harika mozaikler ve freskler(duvar resimleri) ortaya çıkarılmış. ANTANDROS'un yerini, 1880lerde Anadolu tarihsel coğrafya araştırmaları yapan Alman Heinrich KİEPERT, ALTINOLUK ile AVCILAR köyü arasında saptadı. Kent akropolisi orada bulunan, harika EDREMİT KÖRFEZİ manzarası ile, 215 metre yüksekliğindeki Kaletaşı Tepesinden AVCILAR köyüne doğru yayılıyordu.