11 Nisan 2009 Cumartesi
Gryneion antik kenti, Apollon Tapınağı yeri/Şakran,Temaşalık
Ege bölgesinin kıyılarını gezmeyi sürdürüyoruz. Aliağa'dan sonra yani Kyme ve Myrina kentlerinden sonra Şakran'da doğa harikası küçük ama çok zarif bir dil üzerinde yer alan günümüzde Temaşalık diye anılan GRYNEİON/GRYNA antik yerleşimine geliriz.
GRYNEİON/GRYNA Apollon kutsal alanı-Şakran Temaşalık:Aliağa-Yenişakran yolu üzerinde, Çandarlı Körfezi kıyısında, Yenişakran-Temaşalık (Çıfıt) denilen yerde kurulmuş bir ören yeridir.Yenişakran'a 1 km kala denize uzanmış dil üzerindedir.Gryneion,Aiolis'in 12 kentinden biridir.Yerinde yapılan araştırmalardan görülen kalıntılardan zamanında önemli bir liman kenti olduğunu göstermektedir.Ünlü tarihçi Heredot Aiolis kentlerini sayarken Gryna diye yazmaktadır. (Girne) Ünlü Apollon tapınakların bulunduğu yerdir.İ.Ö. 334 yılında İskender'in Komutan Permenio tarafından yakılıp, yakılmıştır.Gryneion denize yakın bir iskan olduğundan, kalıntıların araştırılması kolay olmuştur.Görülen kalıntılar üzerine yapılan değerlendirmelerde limanı koruduğu tahmin edilen iki uzun dalga kıran ve küçük bir kuleye ait olduğu sanılan blok taşlar ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, burada toplanan seramik parçalarında değişik uygarlıkların izleri görülmektedir.
Gryneion, İzmir Aliağa'dan 13 km. uzaklıkta, Yeni Şakran köyü yakınındaki yarımada'dadır. Apollon mabedi ile ünlü kentin kuruluşu kesin olarak bilinmemektedir. Strabon, Batı Anadolu'daki Apollon mabetlerinin en ünlüsünün burada olduğunu söylemektedir.
Gryneion'un Hellen dilinde anlamı bulunmamaktadır. Büyük olasılıkla Luwi dilinden alınarak Hellen diline uydurulmuş bir sözcüktür. Ayrıca Amazon Kraliçelerinden Myrina'nın yardımcısı Coryne'den geldiği de ileri sürülmüştür. Bilge UMAR Gryna edilmiş adın aslınınLuvi dilinde KRAWANA YANİ Çıkıntı yeri olduğunu belirtiyor.Gerçekten de Temaşalık denilen dil biçimli küçük yarımada bir çıkıntısal bir biçim taşımakta.Umar ayrıca ilginç bir saptama daha yapıyor.Şakran Köyünün adının öz biçiminde başına kutsal,kutlu iyi,güzel anlamına gelen SWA-KRANA biçiminde kullanıldığını da belirtiyor. Ayrıca Şakran 'ın hemen arkasında Sakar dağı adlı bir görkemli tepe de bulunmakta.Bu dağın ismi de Luvi dilleri seslerini taşımakta. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki GİRNE şehrimizin adının kökeninin de bu Gryna olduğu böylece adaş bir isim olarak karşımıza çıkmakta...
Gryneion'un tarihte ilk kez ismi M.Ö.V.yy.da Atina Deniz Birliğinin üyesi olarak geçmiştir. Yazılı kaynaklardan öğrenildiğine göre, Gryneion başlangıçta birliğe vergi olarak gelirinin 1/6 sını talent olarak ödemiştir. Sonraki yıllarda bu vergi 1/3e yükseltilmiştir. M.Ö. V.yy.ın sonunda Peloponnessos savaşlarında Spartaya yenilen Atina, Anadolu'daki gücünü Perslere kaptırmıştır. Bunun sonucu olarak Gryneion Pers Satrabına yılda 50 talent vergi vermeye başlamıştır. Perslerin yöredeki üstünlüğü M.Ö.335e kadar sürmüştür. İskender Anadolu seferine çıkmadan önce Makedonyalı komutanı Parmeionu ön hazırlık ve köprü başı kurması için göndermiş, Parmeion ani bir baskınla Gryneion'u ele geçirmiş, kenti yakıp yıkmış ve halkını da esir etmiştir. Böylece Gryneion'un bağımsızlığı sona ermiş, Helenistik dönemde de Myrina'ya bağlanmıştır. Bundan sonra kentin adı yalnızca Apollon kutsal alanından ötürü tarihte ismi geçmeye başlamıştır. Roma çağında kent iyice sönükleşmiş, Myrina'ya bağlı bir tapınak yeri durumuna düşmüştür. Artık tarihte burası Kehanet yeri olarak kabul edilen Apollon tapınağı ile anılmaya başlamıştır.
M.Ö. 300 yıllarında Gryneion sikkelerinin bir yüzünde Apollon'un diğer yüzünde ise midye kabartmaları görülmektedir. Gerçekten de Gryneion, yakınlarında çıkan midye ve istiridyeleri ile ün yapmıştı.
Yeni Şakran köyünün yaklaşık 800 m. güneyinde Temaşalık Burnu'nda yer alan bu kentten hemen hemen hiçbir iz günümüze gelememiştir. Bununla beraber Temaşalık Burnunun en yüksek kesimindeki dikdörtgen biçimli bir alanın Apollon kutsal alanı olduğu düşünülmektedir. Çevreye yayılmış yivli ve yivsiz sütun gövdesi parçaları bunu kanıtlamaktadır. Ayrıca Strabon, Apollon bilicilik merkezinde beyaz mermerden yapılmış bir mabetten söz ederken, Pausanias da tanrının en güzel korusunun burada olduğunu belirtmiştir.
Apollon mabedi Hıristiyanlık dönemine kadar ayakta kalmış, sonraki yıllarda taşları başka yerlerde kullanılmak üzere yerlerinden sökülmüştür.
Pilinius Gryneion limanını pek fazla önemsememiştir. Gerçekte buradaki liman oldukça küçük olup yalnızca küçük teknelerin yararlanabileceği bir köydür. Asıl yerleşme alanının ana kara üzerinde olduğu sanılır . Bu alanın hemen yanı başında M.Ö.500 yıllarına tarihlenen bir nekropol ile geç Roma dönemi mozaikleri ortaya çıkarılmıştır. Şu anda temaşalık burnunda yüzey seramik kırıkları ile doludur.Ve zeytinlik denen ,zeytin ağaçlarının yoğun olduğu yerde antikçağ sütunları bulunmaktadır.Ancak ilkçağ kıyı kentlerinin başına gelen GRYNA'nında başına gelmiştir.Çünkü kentte bulunan tüm taş buluntular gemilerle başka yerlerde kullanılmak üzere götürülmüştür.Şu anda Apollon tapınağından bir iz görülmemektedir.Temaşalık burnunun kuzeyinde deniz kıyısında sütun kalıntıları da yer yer görülebilmektedir.Gryna yakınında Bergama,Elaia,Aigai,Myrina,Pitane gibi antik kentleri de gezebilirsiniz.
Kaynak:
AİOLİS-Bilge UMAR -İnkilab yay.
Anadolu'nun tarihsel coğrafyası-Prof.Veli SEVİN-Türk Tarih Kurumu Yayınları
Anadolu kültür tarihi-Prof.Ekrem AKURGAL-Net yay.
Eskiçağda Ege Bölgesi-George BEAN-Arion yay.
Antik Anadolu Coğrafyası-STRABON-Arkeoloji ve Sanat yay.
Gryneion'un yakınında ve komşu antik kent Elaia'nın (Zeytindağ, Kazıkbağları) doğusunda bulunan kekik kokan yamaçların doruğunda, eteklerine uzanan denize dalacak bir insan başı gibi duran bir tepe vardır. Bu Sakar Tepe'dir. Büyük bir haşmetle Çandarlı körfezini gözler.Tepenin adını duyan önce Türkçe sakar yani dikkatsiz kişiler için kullanılan ön ad sanır., Belki de dikkatsiz bir kişi buralarda olumsuz birşeyler yapmıştır diye düşünür insan. Oysa durum hiç de öyle değildir.Sakar sanki binlerce yıl öncesinden sesler fısıldar.
"Sakar"'ın Luvi dilinde "güzel doruk, kutlu tepe"anlamına geldiği ileri sürülüyor."Suwa" ve "Kar"sözcüklerinin "Sakar"ı oluşturduğu öngörülüyor."Sakar"'ın Luvi dilinden geldiğine ilişkin güçlü belirtiler vardır."Suwa" ve yoldaşı"Kuwa" sözcüklerinin Luvi ya da akrabası Hitit dilinde tek başına taşıdığı anlamlar"Sakar"la pek ilgili görünmez. Ancak Hitit'lerden günümüze kalmış kil tabletlere kazılmış yazılarda okunan, birçok sözcük "kutsallık,tanrısallık"anlamlarını verir.
"Kar"'da,eski dillerin yoruma açık bir sözcüğüdür. Dilimizdeki anlamıyla ,kışın soğuğunda ağır bulutlardan düşen, yeryüzünü beyazla örten bir varlık değildir bu "kar"!Üç dört bin yıl öncesinden kalan çok az sayıdaki belgede bulunan kimi sözcüklerde "Boynuzu""Sivri bir nesneyi"tanımlar. Bu tek heceli,sert sözcük,sivri sert dağlar mıdır acaba?
Geçmişten öğrenilecek çok şey var.
Ancak doğa ipuçlarını veriyor. Elaia'nın Sakar'ı gibi güzel bir dağ tepesi,alımlı bir doruk ender bulunur.
Sakar Tepe Elaia ve Gryneion'un yanında yer alır. Hemen Kazıkbağları 'nın yanıbaşındaki "Şakran"'ın yaşayan ismi de yine "Sakar" adına ne kadar çok benziyor değil mi?
Kaynaklar:
Mysia ve Işık İnsanları-Anadolu Kültürünün Gizli Tarihi-Sefa TAŞKIN-Sel yayınları
Türkiye'deki Tarihsel Adlar-Bilge UMAR-İnkilap yayınları
Kyme antik kenti/Aliağa/Nemrut Körfezi
KYME Antik Kenti:
Öylesine güzel bir yerleşim yeri ki ve belki de doğanın en güzel en korunaklı körfezlerinden birisine kurulmuş bir antik kent.......İzmir'e her gittiğimde uğramak istiyorum,Kyme'ye.Kyme kazı ve araştırmaları sürüyor.....Çevredeki gemi söküm tesislerinin ve Aliağa rafinerisinin gemi tarafiği ve çeşikli atıklara rağmen Antik Aiolia'nın en büyük kenti KYME zamana direniyor...
KYME antik kenti antik çağda Aiolis adı ile anılan bölgenin baş şehri ...KYME Namurt körfezinde gemi söküm tesislerinin yanında,akılla,bilimle,bin yıllar sonra ayağa kalkıyor.
İtalyan asıllı ama artık bizden biri olan Arkeolog Prof.Dr. LAGUNA ve ekibi KYME'de çok önemli sonuçlar elde etmiş.Ben KYME 'yi nerdeyse 15 sene önce gezmiştim. Aşağıdaki fotoğraflar 2006 yılının ocak ayına aittir. 15 sene önce gittiğimde Salt limandaki kalıntılar görülebiliyordu. Ancak son yıllarda KYME bilimsel kazılarla gün ışığına çıkmaya başladı
Aiolis Kyme'si, denizin yakınında, geniş Aliağa körfezinde bugün Nemrut Limanı olarak adlandırılan bir koyda bulunmaktadır. Geleneğe göre şehir, 1050 yıllarında Frigio Locricodan gelen Aeoller tarafından daha önceleri Pelasglar tarafından yerleşim görmüş sit üzerinde kurulmuştur. Şehir, kuruluşundan hemen sonra Ege ve Campania Cuma'sının kurulmasında işbirliği yaptığı Batıyı ilgilendiren ticari trafiğin merkezi olmuştu. 1700lu yılların gezginleri tarafından tespiti yapılmış, 1800lü yılların ortalarında ilk olarak toprak sahibi D. Baltazzi sonra da S. Reinach tarafından güney nekropolünde yapılan kazılara sahne olmuştur. 1925 yılında, A. Salaç tarafından yönetilen bir Çekoslavak heyeti, aralarında bir portiko, del vasaio olarak adlandırılan bir ev ve ufak bir İsis tapınağının olduğu birçok kalıntıyı gün ışığına çıkarmıştır. Bunları türk açmaları takip etmiş; 1955 yılındaki,Prof.Dr. Ekrem Akurgal tarafından Güney Tepenin yakınlarında yapılan kısa zamanlı olan açmada orientalizan seramik bulunmuştur. Diğer kazılar İzmir Müzesi tarafından 1979-1982 yılları arasında Güney Tepe yakınlarında önemli epigrafik ve yapısal buluntuların bulunduğu kentin değişik alanlarında gerçekleştirilmiştir. Catania Üniversitesinin sistematik araştırmaları 1982 yılında başlatılmış, ilk olarak İzmir Müzesi ile çalışılmış ve 1986 yılından itibaren sit alanındaki araştırmalarda tam sorumluluk şeklini almıştır.
KYME Kazılarında ele geçen kalıntılar:
1-Batık dalgakıran
2-Ortaçağ kalesi
3-Hellenistik andezit kent duvarı
4-Güney tepesi üzerindeki yerleşim bölgesi>
5-Küçük termal bina
6-Sütunlu yol
7-Tiyatro
8-Tiyatro yakınındaki döşeme
9-Sahil boyunca bulunan portiko
10-Kuzey tepesi üzerindeki kutsal alan
KYME ile ilgilli Kaynaklar
http://www.misart.it/hpmisart/novi.cfm?idmissione=11
Kaynaklar:
Aiolis:Prof.Dr.Bilge UMAR-Ak yay.1980,İnkilap yay
Anadolu Uygarlıkları:Prof.Dr.Ekrem AKURGAL Net yay.
Çandarlı:Eyüp ERİŞ Çandarlı belediyesi yay.
Anadolu'nun tarihsel coğrafyası-Prof.Dr.Veli SEVİN
Eskiçağ'da Ege:George BEAN-Arion yay.
Anadolunun tarihi coğrafyası-W.RAMSAY-MEB yay.
Antik Anadolu Coğrafyası-Strabon-Arkeoloji ve sanat yayınları
Aiolis'te bir dağ kenti Aigai-Şükrü Tül-Ege yay.
Anadolu'da Romalılar-Batı Anadolu Kent Devletleri-David MAGİE-Çeviri :N.BAŞGELEN,Ö.ÇAPAR Ark ve Snt.yay.
Anadolu'da Romalılar-Batı Anadolu'da zenginlikler-David MAGİE Ark ve snt.yay.
Batı Anadolu Bölgesinde Kültür Gelişmesinin ana hatları-Dr.Reınhard STEWİG Çev.Ruhi TURFAN,M.Şevki YAZMAN
İTÜ Mimarlık fakültesi Şehircilik Enstitüsü -1970
Genel Nümizmatik Sözlüğü-Ahmet Semih TULAY Arkeoloji ve sanat yay.
Türkiye'nin Antik Meskukatına Dair Bibliografya-E.BOSCH Türk Tarih Kurumu Yay.1949
Erkmen Senan-2009
İlk dia beni Aiolis Kyme'si için yaptığım 2004 tarihli resmim..73x97 cm. Mukavva üzerine akrilik, Adı:Aiolis Kyme'si sular altında...
Kyme Antik kent alanında genel görünüşten sonra, antik liman, batık dalgakıran, ortaçağ kalesi, tiyatro yakınındaki döşeme, kalıntılar alanı, tapınak ve yazıtlı taş ve tiyatro kalıntıları ile tiyatronun yerinin fotoğrafları;